Küresel finans piyasalarında yatırımcıların gözü kulağı çoğu zaman ABD dolarının performansında olur. Dolar, dünyanın rezerv para birimi olmanın getirdiği ayrıcalıkla ekonomik istikrarsızlık dönemlerinde sığınılan bir liman işlevi görür. Ancak bu durum her zaman böyle gitmez; özellikle doların güç kaybettiği dönemlerde sermaye daha riskli varlıklara kayar. Son haftalarda yaşanan gelişmeler tam olarak bunu işaret ediyor. ABD dolar endeksi (DXY), şu sıralar 200 günlük hareketli ortalamasının tam 6,5 puan altına gerileyerek son 21 yılın en büyük sapmasını yaşamış durumda. Bu, tarihsel açıdan bakıldığında, Bitcoin gibi alternatif varlıklar için bir dönüm noktası niteliğinde olabilir.
CryptoQuant analistlerinin paylaştığı grafikler, DXY’nin son zamanlarda yalnızca kısa vadeli ortalamalarının değil, 365 günlük hareketli ortalamasının da altına sarktığını açıkça gösteriyor. Bu teknik zayıflık, doların küresel çapta güvenli liman özelliğinin sorgulandığı anlamına geliyor. Böyle dönemlerde yatırımcılar yalnızca hisse senetlerine değil, altın ve Bitcoin gibi daha “riskli” görülen alternatif enstrümanlara da yöneliyor. Tarih, bu eğilimi tekrar tekrar doğruladı.
Doların bu kadar zayıf seyrettiği geçmiş dönemler incelendiğinde, Bitcoin’in çoğu zaman güçlü bir yükseliş eğilimi gösterdiği görülüyor. DXY’deki düşüş, dolara olan talebin azaldığını, yani yatırımcıların portföylerinde daha fazla getiri arayışına girdiğini gösteriyor. Bitcoin gibi arzı sınırlı, blokzincir temelli varlıklar ise bu dönemde yatırımcıların gözüne daha cazip görünüyor. Çünkü yüksek enflasyon ve düşük dolar getirisi ortamında, insanlar parasının değerini koruyacak veya artıracak alternatifler arıyor.
CryptoQuant analisti de bu noktaya dikkat çekerek, dolar endeksinin bu kadar ciddi bir sapma yaşamasının aslında riskli varlıklara yeni bir fon akışını başlatabileceğini savunuyor. Üstelik Bitcoin henüz bu potansiyel akışa tam olarak tepki vermiş değil. BTC fiyatı şu sıralar 108 bin dolar seviyelerinde yatay bir görünüm sergiliyor. Ancak bu sakinlik, çoğu zaman büyük bir hareketin habercisi olabiliyor.
Piyasanın şu anki durumu, tam anlamıyla “yay geriliyor” benzetmesine uygun. Doların bu zayıflığı derinleşmeye veya kalıcı olmaya devam ederse, yatırımcı davranışlarında ciddi bir değişim görebiliriz. Bu da kripto piyasalarına taze sermaye girişini tetikleyerek Bitcoin’in yeni rekorlara koşmasına zemin hazırlayabilir. Elbette bu süreç düz bir çizgi halinde ilerlemez. Doların toparlanmaya başladığı anda riskli varlıklardan kaçış da yaşanabilir. Ancak tarihsel istatistikler, DXY’nin uzun süre baskı altında kaldığı dönemlerde Bitcoin’in çoğunlukla bu fırsatı iyi değerlendirdiğini gösteriyor.
Tüm bunlar, küresel yatırımcı psikolojisinin ne kadar döngüsel olduğunu ve bir varlığa duyulan güvenin nasıl hızla başka bir varlığa kayabileceğini yeniden hatırlatıyor. Dolar şu anda dünya ekonomisinin omurgası olmaya devam etse de, her zayıflama dönemi Bitcoin’in “dijital altın” anlatısını güçlendiren yeni bir hikaye yazma fırsatı sunuyor.
Dolayısıyla önümüzdeki haftalarda yatırımcıların hem DXY grafiğini hem de Bitcoin’in hacimlerini yakından izlemesi gerekecek. Çünkü doların bu tarihi sapması, belki de uzun süre konuşulacak yeni bir Bitcoin rallisinin habercisi olarak kayıtlara geçebilir.
