Dolar/TL 39,00 Seviyesinde Psikolojik Eşiği Zorluyor

Dolar/TL kuru, düşük volatiliteye rağmen yukarı yönlü eğilimini sürdürüyor. Parite, 39,00 seviyesini aşarak bu psikolojik eşik üzerinde tutunma çabasını artırdı. Küresel gelişmeler, özellikle ABD kaynaklı veri akışı ve politik haberler, kurun yönü üzerinde belirleyici olmaya devam ediyor.

ABD’de Tarife Kararı ve Piyasa Yansımaları

ABD Uluslararası Ticaret Mahkemesi’nin, Trump yönetimi döneminde uygulanan tarifeleri “yasal yetki aşımı” gerekçesiyle iptal etmesi, küresel piyasalar için ilk etapta olumlu karşılandı. Bu gelişmeyle birlikte ABD vadeli endekslerinde %2’ye varan yükselişler görülürken, dolar endeksi (DXY) de 100 seviyesinin üzerine çıktı.

Ancak bu noktada dikkat çeken bir çelişki yaşanıyor: Risk iştahındaki artışa rağmen doların güçlenmeye devam etmesi, yatırımcıların hâlâ temkinli olduğunu ve kararın uzun vadeli etkilerini sorguladığını gösteriyor. Eğer bu karar kalıcı olursa, dolardaki değer kazancının sürdürülebilirliği tartışmalı hâle gelebilir.

Fed Beklentileri: Gözler PCE Verisinde

ABD Merkez Bankası (Fed) tarafından yayımlanan son FOMC toplantı tutanakları, ekonomik belirsizlik karşısında sabırlı bir politika duruşunun sürdürüleceğine işaret etti. Bugün açıklanan büyüme verisinin ardından, piyasalar yarın yayımlanacak olan Çekirdek PCE (Kişisel Tüketim Harcamaları) verisine odaklanmış durumda.

Beklentinin altında kalabilecek bir PCE verisi, Fed’e yönelik faiz indirimi beklentilerini güçlendirebilir. Bu da dolar endeksinde geri çekilmeye, gelişmekte olan ülke para birimlerinde ise toparlanmaya zemin hazırlayabilir. Bu senaryo, Dolar/TL’deki yukarı yönlü baskının bir miktar zayıflamasına neden olabilir.

Yurt İçi Odak: Mayıs TÜFE Verisi ve TCMB Politikası

Yurt içinde piyasaların gözü, 3 Haziran’da açıklanacak olan Mayıs ayı enflasyon verisine çevrilmiş durumda. %2 civarında oluşan piyasa beklentisine paralel bir TÜFE verisi, TCMB’nin mevcut sıkı duruşunu sürdürürken ileriye dönük olası faiz indirimleri için de bir pencere açabilir.

Öte yandan JPMorgan’ın son değerlendirmesinde, TL’nin hızlı değer kaybı potansiyelinin kısa vadeli bir risk unsuru olduğu vurgulandı. Bu uyarı, kurda yukarı yönlü baskının tamamen ortadan kalkmadığını gösteriyor.

Teknik Görünüm: 39,00 Psikolojik Eşik, 39,45 Direnç

Dolar/TL tarafında teknik analiz açısından öne çıkan seviyeler şunlar:

  • Destek: 39,00 ve 38,76
  • Direnç: 39,20 – 39,45 aralığı

Paritenin 39,00 seviyesinin üzerinde kalıcılık sağlaması, yükselişin devamı için kritik öneme sahip. Ancak 38,90 altına sarkmalar, kısa vadede yönsüz ve yatay bir seyri beraberinde getirebilir.

Uzun Vadeli Görünüm: Para Politikası, Rezervler ve Yapısal Riskler

Dolar/TL’nin uzun vadeli seyrinde en belirleyici etkenler arasında TCMB’nin istikrarlı para politikası, enflasyon görünümü ve jeopolitik gelişmeler öne çıkıyor.

Merkez Bankası’nın rezerv biriktirme politikası, dış şoklara karşı TL’nin korunmasını sağlayan önemli bir kalkan olarak öne çıkıyor. Bu strateji, kurda aşırı oynaklığı sınırlayabilir ve döviz likiditesine erişim açısından güven artırıcı bir işlev görebilir.

Ancak, kalıcı bir istikrar ve TL’nin değer kazanımı için yapısal reformlara, üretken yatırımların teşvik edilmesine ve siyasi belirsizliklerin azaltılmasına ihtiyaç duyuluyor.

Küresel Riskler ve Çin Faktörü

Çin’in, ABD tarifeleri nedeniyle ihracat yönünü alternatif pazarlara çevirmesi, Türkiye’nin orta teknoloji üretim üssü rolünü zayıflatabilir. Bu da hem dış ticaret dengesi hem de TL üzerindeki uzun vadeli beklentiler açısından risk oluşturuyor.

Değerlendirme: Kısa ve Uzun Vadede Kur Üzerinde Belirleyiciler

  • Kısa vadede: Fed’in faiz beklentileri, ABD büyüme ve enflasyon verileri, Trump politikalarının hukuki süreci ve Mayıs TÜFE verisi kurun yönünü belirleyecek.
  • Orta-uzun vadede: TCMB’nin para politikası istikrarı, rezerv yeterliliği, yapısal reformlar ve sermaye girişleri TL’nin yönünü şekillendirecek.

Dolar/TL’de 39,00 seviyesi psikolojik bir eşik olmayı sürdürüyor. Bu seviyenin üzerindeki seyir kalıcı olursa, teknik olarak 39,45 bandına kadar bir hareketlilik gözlenebilir. Ancak veri akışına duyarlılık devam ediyor; bu nedenle yatırımcıların gelişmeleri yakından takip etmesi önemli.