Dolar Carry Cazibesi Yeniden mi Doğuyor?

Düşük volatilite ve temkinli Fed indirimi doları yeniden cazip bir carry trade varlığına dönüştürüyor; riskler ise hâlâ masada.

Küresel piyasaların 2025’in sonlarına yaklaşırken karşı karşıya kaldığı tablo, doların yeniden “carry trade” işlemlerinde yıldız adayına dönüşebileceğini gösteriyor. Gelişmiş ekonomilerde büyümenin ivme kaybetmesi, faiz indirim döngülerinin başlaması ve volatilitenin hissedilir biçimde düşmesi, özellikle düşük getirili para birimlerinden fonlanıp dolara yönelmenin cazibesini artırıyor. Uzun süredir kapalı kalan ABD hükümetinin yarattığı politik belirsizliğe rağmen, döviz piyasalarındaki fiyat oynaklığının sert biçimde düşmüş olması, doların “taşıması kolay” bir varlık haline gelmesini sağladı. Bu ortamda bazı stratejistler, “ABD’yi Sat” temasının etkisini yitirdiğini ve doların yeniden carry işlemlerinin merkezine oturduğunu savunuyor.

Japon yeni ve İsviçre frangı gibi geleneksel düşük faizli para birimlerinden borçlanarak dolara yönelmek, risk/getiri dengesi açısından son dönemde Avrupa hisseleri ve Çin devlet tahvilleri gibi birçok piyasayı geride bırakıyor. Volatiliteye göre düzeltilmiş getirilerde dolar carry’sinin yüzde 0,54 ile gelişmekte olan ülke döviz cinsi tahvillerinin hemen ardında ikinci sıraya yerleşmesi, yatırımcıların dikkatini çeken en kritik noktalardan biri. Bloomberg Dolar Endeksi yıl genelinde yüzde 7 değer kaybetmiş olsa da, eylüldeki dip seviyesinden carry pozisyonlarının etkisiyle yaklaşık yüzde 3 toparlanması, piyasanın bu stratejiyi yeniden fiyatladığını gösteriyor.

Analistler doların bu tablo içinde “en yüksek carry para birimlerinden biri olmayı sürdüreceğini” ifade ederken, Fed’in temkinli faiz indirimi yaklaşımı bu görüşü destekleyen temel faktör durumunda. Fed politika faizlerini gevşetiyor olsa bile, bunu agresif olmayan bir planla gerçekleştirmesi doları kısa vadede cazip bir fonlama aracı haline getiriyor. Buna karşın yeni Fed başkanıyla birlikte indirimin hızının değişebileceği yönündeki belirsizlik, özellikle uzun pozisyon taşıyan yatırımcılar açısından dikkat edilmesi gereken bir risk.

Bugünkü küresel makro tablo dolar için çift taraflı bir hikâye sunuyor: Bir yanda düşen volatilite ve güçlü fonlama getirisi cazibeyi artırırken, diğer yanda ABD’nin politik riskleri ve Fed’in olası yön değişimi temkinli duruşu zorunlu kılıyor. Yine de net bir gerçek var: Riskin belirgin biçimde düştüğü ortamlarda carry trade yeniden canlanır ve dolar bu yarışın doğal favorilerinden biri olmaya devam eder. 2025’e yaklaşırken piyasa, belki de uzun süredir görmediği kadar “dolar merkezli” bir carry iştahı sergiliyor. Yatırımcıların bu süreçte en çok dikkat etmesi gereken nokta ise getirinin kaynağını değil, sürdürülebilirliğini okumak olacak.