Çin’de Bitcoin Madenciliği Geri mi Dönüyor?

Çin, madencilik yasağına rağmen Bitcoin hashrate payını yüzde 14’e çıkararak küresel ağa yeniden güçle dönüyor; enerji ve esneklik etkili.

Yasak Devam Ederken Hashrate Payı Yeniden Yükselişte

Kripto para madenciliğine 2021 yılında getirilen tam kapsamlı yasak, Çin’i küresel Bitcoin ağındaki etkinliğinden büyük ölçüde uzaklaştırmıştı. Yasak sonrası çok sayıda madencinin Kuzey Amerika, Rusya ve Orta Asya gibi bölgelere göç etmesiyle ülkenin küresel hashrate içindeki payı adeta sıfıra inmişti. Ancak aradan geçen dört yılın ardından, Çin’de madencilik faaliyetlerinin sessiz fakat istikrarlı bir şekilde yeniden hız kazanması dikkat çekici bir tablo ortaya koyuyor. Hashrate Index verilerine göre Çin, Ekim 2025 itibarıyla küresel Bitcoin madenciliğindeki payını %14’e yükselterek dünyada yeniden üçüncü sıraya yerleşti. Bu oran, hem yasak öncesindeki etkinliği hatırlatan hem de ülkenin kripto ekosistemine etkisinin hâlâ büyük olduğunu gösteren önemli bir sinyal niteliğinde.

Yeniden canlanmanın temelinde enerji zengini bölgelerde ortaya çıkan ekonomik fırsatlar yer alıyor. Özellikle Xinjiang gibi elektriğin üretim fazlasının bulunduğu ancak iletim altyapısının sınırlı olduğu bölgelerde, enerji fazlasının yerel olarak değerlendirilmesi giderek yaygınlaşıyor. Bu durum, madencilerin düşük profilli bir şekilde operasyonlarını yeniden başlatmasına imkân sağlıyor. Enerji maliyetinin dünya ortalamasına göre oldukça düşük seyretmesi, yerel madenciler için cazip bir operasyon alanı yaratıyor. Bu fırsatların değerlendirilmesiyle birlikte Çin, resmi yasağa rağmen madencilik faaliyetlerinin yeniden şekillendiği bir merkez haline dönüşüyor.

Çin’deki bu hareketliliği doğrulayan göstergelerden biri de madencilik cihazı üreticisi Canaan Inc.’in satış rakamları oldu. Şirketin 2022 yılında gelirinin yalnızca %2,8’i Çin’den gelirken, 2025 sonunda bu oran %50’nin üzerine çıktı. Canaan’ın siparişlerindeki hızlı artış, ülkedeki madencilik altyapısının yeniden kurulduğuna dair en somut işaret olarak öne çıkıyor. Madencilerin yeni nesil cihazlara yönelmesi, faaliyetin kısa süreli bir ivme değil, daha uzun vadeli bir yeniden yapılanmanın başlangıcı olduğuna işaret ediyor.

Her ne kadar kripto madenciliği resmi olarak yasak olmaya devam etse de, Çin hükümetinin son dönemde uygulamada daha esnek bir politika benimsediği görülüyor. Yerel yönetimler, özellikle ekonomik geri dönüşü yüksek olan projeler karşısında daha toleranslı davranıyor. Bölgesel esneklik, Çin’in ekonomik öncelikleri çerçevesinde zaman zaman stratejik alanlarda “görmezden gelme” politikası uyguladığını bir kez daha ortaya koyuyor. Uzmanlar bu durumu “ekonomik çıkar varsa düzenleme esner” yaklaşımıyla açıklarken, enerji fazlası bulunan bölgelerde madencilik faaliyetlerinin sürdürülebilir bir yerel ekonomik kaynak olarak görüldüğünü vurguluyor.

Kripto endüstrisinde bu dönüşümün etkileri yalnızca Çin ile sınırlı değil. Perpetuals.com CEO’su Patrick Gruhn, Çin’in yeniden artan madencilik kapasitesinin Bitcoin ağı açısından son yıllarda görülen en önemli yapısal sinyallerden biri olduğunu ifade ediyor. Çin’in hem ekonomik hem de jeopolitik etkisinin büyüklüğü göz önüne alındığında, bu dönüşümün küresel Bitcoin ağının güvenlik, dayanıklılık ve enerji dağılımı açısından kalıcı sonuçlar yaratabileceği değerlendiriliyor.

Madencilik kapasitesindeki artış, Bitcoin ağının işlem gücünü yükselterek hem ağ güvenliğini hem de işlem onay hızını olumlu yönde etkiliyor. Bitcoin’in temelde bir güvenlik ağı olan hashrate’i destekleyen her bölgesel güçlenme, kripto varlığın uzun vadeli dayanıklılığı açısından kritik rol oynuyor. Çin’in yeniden bu denli güçlü bir paya sahip olması, küresel hashrate dağılımının daha dengeli hale gelmesine katkı sunarken, ağın merkezî risklerden uzaklaşmasını da sağlıyor. Bunun yanında, madencilik gelirlerinin bölgeden bölgeye değişmesi, Bitcoin’in arz dinamiklerinde de orta vadede yapısal etkiler yaratabilir.

Tüm bu gelişmeler, Çin’deki madenciliğin resmi yasaklara rağmen fiilen yeniden yapılandırıldığını gösteriyor. Bu fiili durumun ne kadar sürdürülebilir olacağı ise büyük ölçüde Çin’in enerji politikası, yerel yönetimlerin tutumu ve küresel ekonomik koşullar tarafından şekillenecek. Ancak mevcut tablo, Çin’in kripto ekosisteminden tamamen çekilmek yerine, kontrollü ve bölgesel bazda bir dönüşüm sürecine girdiğini açıkça ortaya koyuyor. Bu durum, dünya genelindeki Bitcoin madencilik dengelerini yeniden belirleyen bir faktör olarak önem taşımaya devam edecek.