Bir fincan kahvenin fiyatı, bir ay boyunca çalışanın cebinde kalan paradan fazlaysa, sistem çöküyordur.
“Çalışıyorum, Ama…”
Her sabah erken kalkan, ter döken, emek veren milyonlar için “çalışmak”, hayata tutunmanın temel koşulu. Peki ya bu emek, insan onuruna yakışır bir yaşam sunmuyorsa? Asgari ücretle geçinmeye çalışanlar, faturalar, kira, gıda ve ulaşım arasında sıkışıp kalıyor. Rakamların soğuk dilinde “çalışan yoksulluğu” diye adlandırılan bu gerçek, insanlık dramına dönüşüyor.
1. Asgari Ücret ve Enflasyon: Bir Koşu Bandındaki Çıkmaz
Asgari ücret, teoride “temel ihtiyaçları karşılayacak” bir rakam olarak belirlenir. Ancak küresel enflasyon dalgası (2022’de Türkiye’de %80, Arjantin’de %140, Euro Bölgesi’nde %10) bu hesapları altüst ediyor. Örneğin, Türkiye’de 2023 asgari ücreti 11.400 TL iken, dört kişilik bir ailenin açlık sınırı 15.000 TL’yi aştı. Çalışan, maaşının %60’ını kiraya, kalanını faturalara harcadığında, eğitim veya sağlık gibi temel haklar lüks haline geliyor.
Çarpıcı Veri: OECD raporlarına göre, gelişmekte olan ülkelerde asgari ücretlilerin %40’ı, gelişmiş ülkelerde ise %15’i yoksulluk sınırının altında yaşıyor.
2. Tarihsel Kopuş: Üretim Artıyor, Ücretler Yerinde Sayıyor
1950’lerde bir fabrika işçisi, tek maaşla bir ev alabiliyor, çocuklarını okutabiliyordu. Bugün ise asgari ücretli bir birey, aynı şehirde tek başına bir stüdyo daireyi bile zor kiralıyor. Neden?
- Üretim-Verimlilik Paradoksu: 1979-2020 arasında ABD’de işçi verimliliği %62 arttı, ancak ücretler sadece %17 büyüdü.
- Küreselleşmenin Gölgesi: Şirketler kârını maksimize ederken, emeğin payı küçülüyor. Dünya Bankası verilerine göre, emek gelirlerinin GSYİH’deki payı 1970’te %54’ten 2020’de %48’e düştü.
3. Sosyal Patlamalar ve Yıkıcı Sonuçlar
Geçinememe korkusu, toplumsal dokuyu zedeliyor:
- Sağlık Krizi: Düşük gelirli bireyler, beslenme yetersizliği ve stres kaynaklı hastalıklara daha açık.
- Eğitimsizlik Kısır Döngüsü: Çocuklar erken yaşta çalışmaya zorlanıyor veya eğitimleri yarıda kalıyor.
- Toplumsal Eşitsizlik: Gelir uçurumu, suç oranlarını ve sosyal huzursuzluğu artırıyor. Fransa’da Sarı Yelekliler, ABD’de “Fight for $15” protestoları bu öfkenin tezahürü.
4. Çözüm Önerileri: Asgari Ücret Artışı Tek Başına Yeterli mi?
- Ücret + Sosyal Politika: Asgari ücret artışı, konut desteği, ücretsiz sağlık ve eğitimle desteklenmeli. Örneğin, İskandinav ülkeleri yüksek ücretleri kamusal hizmetlerle tamamlıyor.
- Vergi Reformu: Gelir adaleti için kademeli vergi; şirketlerin aşırı kârları vergilendirilmeli.
- Sendikalaşma: Güçlü sendikalar, ücret pazarlığını dengeleyebilir. Almanya’da sendikalı işçilerin ücretleri %18 daha yüksek.
- Evrensel Temel Gelir (ETG): Kaliforniya ve Finlandiya denemeleri, ETG’nin yoksulluğu azalttığını gösteriyor.
Sonuç: İnsan Onuru, Ekonomik İndikatörlerden Önemlidir
Bir toplumun gelişmişliği, en zayıf halkasının refahıyla ölçülür. Çalışanın emeği, sadece karnını değil, ruhunu da doyurmalı. Asgari ücret, bir “hayatta kalma” değil, “insanca yaşama” aracı olmalı. Unutmayalım: Ekonomi, insan içindir; insan, ekonomi için değil.
Not: Bu yazı, rakamlar ve örneklerle desteklense de, yaşananların istatistiklerden ibaret olmadığını hatırlatır. Her sayı, bir insanın hikâyesidir.









