Borsada İstanbul İl Kongresi Depremi: Sert Düşüşler Yaşandı

Borsa İstanbul haftanın ikinci gününde adeta bir deprem yaşadı. CHP İstanbul İl Kongresi’nin iptaline ilişkin mahkeme kararı, sadece siyasetin gündemini değil, aynı zamanda finansal piyasaların seyrini de doğrudan etkiledi. İstanbul 45. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin aldığı kararın ardından Borsa İstanbul’da satış dalgası hızla büyüdü. Gün içinde yüzde 5’i aşan kayıplar görüldü, endeks 10.616 puana kadar geriledi. Kapanışta ise yüzde 3,57 düşüşle 10.877 puan seviyesinde dengelenebildi.

Bankacılık endeksi yüzde 7’nin üzerinde kayıp yaşarken, holding hisseleri de sert bir şekilde değer kaybetti. Siyasi belirsizliklerin en hızlı fiyatlandığı alanlardan biri olan bankacılık sektörünün böylesine sert satışa maruz kalması, piyasaların risk algısının ne kadar kırılgan olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi. Günün en dikkat çeken ayrıntılarından biri ise, finansal kiralama ve faktoring sektörünün yüzde 2,33’lük artışla yükselişte kalabilmesiydi. Bu durum, sert dalgalanmaların bile bazı sektörlerde fırsat yaratabileceğini gösterdi.

Piyasalardaki sert düşüş, devre kesici mekanizmalarını da devreye soktu. Koç Holding, Akbank ve İş Bankası gibi dev hisseler, yüzde 5’e yaklaşan kayıpların ardından geçici olarak işleme kapatıldı. Yatırımcıların panik satışları, Borsa İstanbul’un yakın zamanda güncellediği devre kesici uygulamasının test edilmesine neden oldu. Artık endekste yüzde 6 veya üzerindeki düşüşlerde tek aşamalı devre kesici çalışıyor. Bu yeni kuralın, piyasadaki sert hareketleri kontrol etme kapasitesi önümüzdeki süreçte daha da tartışılacak gibi görünüyor.

Ayrıca, yüzde 2’lik değişimin ardından açığa satışlarda “yukarı adım kuralı”nın seans sonuna kadar uygulanması, Borsa İstanbul’un riskleri yönetme çabasının bir diğer göstergesi oldu. Ancak tüm bu teknik önlemler, piyasalardaki temel dinamik olan güven unsurunun yerini doldurmaya yetmedi.

Burada asıl mesele, siyasetin ekonomik göstergeler üzerindeki etkisinin yeniden gündeme gelmiş olmasıdır. Türkiye’de son yıllarda yatırımcıların en büyük kaygılarından biri, siyasi belirsizliklerin ekonomiye doğrudan yansımasıdır. CHP İstanbul İl Kongresi’nin iptali ve yönetimin görevden alınması kararı, piyasalar tarafından sadece bir “parti içi gelişme” olarak değil, daha geniş bir siyasi risk göstergesi olarak algılandı. Bu nedenle satışlar genele yayıldı.

Borsada yaşanan bu sert hareket, yatırımcıların psikolojisini de olumsuz etkiledi. Özellikle küçük yatırımcılar, kısa sürede büyük kayıplar yaşayınca güven kaybı daha da arttı. Bu güvenin yeniden tesis edilmesi ise sadece teknik düzenlemelerle değil, aynı zamanda siyasi ve ekonomik istikrarın sağlanmasıyla mümkün olacaktır.

Sonuç olarak, borsadaki bu sert dalgalanma bize bir kez daha gösterdi ki finansal piyasalar, sadece ekonomik verilerden değil, aynı zamanda siyasi gelişmelerden de doğrudan besleniyor. Yatırımcılar için önemli olan, bu tür belirsizlikler karşısında soğukkanlı kalabilmek ve uzun vadeli stratejilerle hareket etmektir. Ancak piyasa güveninin yeniden sağlanması için siyasetin de sorumluluk alması, istikrarı ön planda tutması şarttır.