Borsa İstanbul’da son dönemde yaşanan gelişmeler, birçok yatırımcının kafasında benzer soruları yeniden gündeme getirdi: “Gerçek değerinin altına düşen hisseler fırsat mı?”, “Zayıf bilançolar ne kadar kalıcı?” ve “Endekse göre orantısız düşen hisselere yatırım yapılır mı?” Bu soruların cevabı, içinde bulunduğumuz piyasa dinamiklerini doğru okumaktan geçiyor. Özellikle de bazı hisselerin endekse göre çok daha fazla değer kaybetmesi, kısa vadeli panik satışlarının mı, yoksa yapısal sorunların mı etkili olduğunu ayırt etmeyi gerektiriyor.
Son aylarda Borsa İstanbul’da birçok hisse, kötü gelen bilançoların ve düşük işlem hacimlerinin etkisiyle baskı altında kaldı. Ancak bu düşüşler her zaman şirketlerin gerçek değer kaybını yansıtmayabilir. Özellikle endeksin genel olarak düştüğü dönemlerde bazı hisselerin çok daha derin kayıplar yaşaması, yatırımcı algısının zayıflamasıyla birlikte fırsatları da beraberinde getiriyor. Finansal okuryazarlığı yüksek olan yatırımcılar için bu tip dönemler, sabırla ve stratejik bir bakış açısıyla değerlendirilebilecek altın fırsatlar barındırıyor.
Önümüzdeki bir yıl içinde sektörel anlamda avantaj sağlayabilecek, yapısal olarak güçlü ama geçici problemlerle boğuşan şirketler özellikle dikkat çekiyor. Enerji, savunma sanayi, turizm ve seçilmiş teknoloji şirketlerinde bu tür potansiyel örnekler görülebiliyor. Aynı zamanda bilançosu zayıf görünse de nakit akışı pozitif olan, borçluluk oranı düşen ve yeni yatırım atağı planlayan şirketlerin bugünkü piyasa fiyatlamaları, orta-uzun vadeli yatırımcı için ciddi getiri potansiyeli sunabilir.
Bu noktada en doğru strateji, ani alım kararlarından kaçınarak kademeli pozisyonlanmak olabilir. Kademe kademe alım, yatırımcının ortalama maliyetini dengelemesini sağlarken, piyasanın yönüne göre esneklik kazanmasına da yardımcı olur. Yüksek getiri potansiyeli olan ancak kısa vadede volatilitesi yüksek hisselere karşı sabırlı bir duruş sergilemek, bu dönemin yatırımcı açısından en sağlıklı tutumu olabilir.
Unutmamak gerekir ki, borsada gerçek kazanç çoğu zaman sessiz zamanlarda yapılan doğru yatırımlardan doğar. Bugün göz ardı edilen, endeksin gerisinde kalan ama gelecek vadeden şirketler, yarının yıldızları olabilir. Bu nedenle yatırımcılar, piyasanın gürültüsünden uzaklaşıp, temel verilere ve uzun vadeli perspektife odaklanarak hareket etmeli. Ekonomik döngülerin doğasında olan iniş çıkışlar, stratejik düşünen yatırımcıya her zaman yeni fırsat kapıları açmaya devam eder.
