Borsa İstanbul 11 Bin Puan Eşiğinde

Borsa İstanbul 11 bin sınırında hacimsiz ilerliyor; yabancı girişi olumlu, rezervlerdeki zayıflama ve enflasyon beklentileri temkin yaratıyor.

Hacimsiz Zirve Denemesi ve Bekle-Gör Dönemi

Borsa İstanbul 11 bin puan eşiğini yeniden test ederken, piyasanın verdiği sinyal temkinli iyimserliğin ötesine geçemiyor. Endeksin psikolojik ve teknik açıdan kritik bu seviyeye yaklaşmasına karşın işlem hacimlerinin zayıf kalması, yükseliş isteğinin henüz güçlü bir konsensüs üretmediğini gösteriyor. Nitekim BIST 100’ün 1 ve 3 aylık ortalama hacimlerinin altında kalan mevcut hacim yapısı, fiyatların yukarı yönlü denemelerde kalıcılık sağlayamamasını açıklayan temel unsurlardan biri olarak öne çıkıyor. 11 bin puanın intraday test edilip geri verilmesi, küresel risk algısındaki dalgalanmalara duyarlılığın hâlâ yüksek olduğunu teyit ediyor.

Sektörel ayrışma bu dönemin en belirgin özelliği. Bankacılık endeksinin haftalık bazda sergilediği güçlü performans, kredi-mevduat makasının seyrine, regülasyon beklentilerine ve bilanço görünümüne ilişkin görece iyimserliğin bu alanda yoğunlaştığını düşündürüyor. Buna karşın sanayi ve hizmet tarafındaki seçici görünüm, endeks geneline yayılan bir risk alma iştahı oluşmadığını ortaya koyuyor. Bu da endeksi yukarı taşıyan hareketlerin kırılgan olmasına yol açıyor.

Makro cephede, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası verileri yabancı yatırımcı ilgisinin hisse ve özellikle tahvil tarafında sürdüğünü gösterirken, yerleşiklerin döviz tevdiat hesaplarındaki gerileme de dikkat çekiyor. Bu tablo, portföy tercihlerinde TL varlıklara sınırlı da olsa bir dönüş eğilimine işaret ediyor. Ancak aynı haftada net ve brüt rezervlerde görülen düşüş, bu olumlu akışın Merkez Bankası bilançosuna yansımalarında kısa vadede dalgalanmaların sürebileceğini düşündürüyor. Rezerv cephesindeki zayıflama, piyasa algısı açısından yakından izlenen bir başlık olmaya devam edeceğinden, Borsa İstanbul üzerindeki algısal baskıyı tamamen ortadan kaldırmış değil.

Küresel tarafta ise denge arayışı hâkim. Federal Reserve’e yönelik faiz indirimi beklentilerinin güçlenmesi yıl sonuna yaklaşırken riskli varlıkları destekliyor. Buna paralel olarak küresel hisse piyasalarının geniş temsilcisi olan MSCI ACWI’de aylık kaybın sınırlı kalması, global ölçekte sert bir riskten kaçış olmadığını gösteriyor. Bununla birlikte, enflasyon ve büyüme verilerindeki oynaklık, bu iyimserliğin temkinli kalmasına neden oluyor. Avrupa cephesinde European Central Bank beklentileri ve Almanya TÜFE verileri yakından izlenirken, ABD’de Şükran Günü nedeniyle kısalan işlemler küresel hacimleri daha da baskılayabilir.

Yurt içinde veri ajandasının görece sakin olması, yön tayininde makro sinyallerden ziyade algının öne çıkmasına yol açıyor. Türkiye İstatistik Kurumu’nun açıklayacağı iş gücü ve fiyat verileri, iç talebin gücüne dair ipuçları sunarken, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu verileri bankacılık sistemindeki kredi yapısının nasıl evrildiğini gösteriyor. Kredi hacminde sınırlı daralma, tüketici kredilerindeki artışla dengelenirken, bu kompozisyon iç talep kaynaklı büyümenin hız kestiğine dair sinyaller barındırıyor.

Tüm bu veriler bir araya geldiğinde, Borsa İstanbul’un 11 bin eşiğinde bulunduğu konum bir “bekle-gör” dönemini yansıtıyor. Yabancı ilgisinin sürmesi ve küresel faiz beklentilerinin desteği, aşağı yönlü sert riskleri şimdilik sınırlıyor. Öte yandan zayıf hacim, rezerv oynaklığı ve yaklaşan enflasyon verileri, yukarı yönlü hareketlerin teyit beklediğini gösteriyor. Kasım enflasyonu açıklanana kadar endekste dalgalı ve yönsüz bir seyrin sürmesi olası görünüyor. Kalıcı bir kırılım için yalnızca seviyelerin değil, hacim ve makro güvenin de eşlik ettiği daha güçlü bir hikâyeye ihtiyaç var.