BoJ Toplantısı Öncesi Piyasalar Temkinli: Faiz Artırımı Sinyalleri Aranıyor

Japonya Merkez Bankası’nın (BoJ) bu hafta gerçekleştireceği para politikası toplantısı, hem yerel hem de küresel piyasalarda dikkatle takip ediliyor.

Toplantı öncesinde gündeme gelen haberler, BoJ’un 2025 yılı sonuna kadar faiz artırımı yönünde daha güçlü bir irade ortaya koyabileceğine işaret ederken, piyasalar bu olasılığı fiyatlamaya çalışıyor.

Yatırımcılar özellikle ABD ile Japonya arasında imzalanan yeni ticaret anlaşmasının, Japonya’nın para politikası üzerinde yaratabileceği etkileri değerlendiriyor. Bu anlaşmanın detayları henüz sınırlı olsa da, ikili ilişkilerdeki yeni dönemin Japonya’nın dış ticaret dengesi ve ekonomik büyüme beklentileri üzerinde belirleyici olabileceği düşünülüyor. Böyle bir ortamda, BoJ’un vereceği mesajların tonu oldukça kritik hale geliyor.

UBS analistlerine göre, Japonya’dan gelen ekonomik veriler karışık sinyaller içeriyor. Enflasyonun ılımlı bir yükseliş eğiliminde olmasına karşın, büyüme tarafında net bir ivme kazanılamamış durumda. Bu durum, BoJ’un faiz artırımına yönelik agresif bir politika izleme olasılığını sınırlarken, temkinli ve kademeli bir sıkılaştırma stratejisine işaret ediyor.

Piyasa beklentileri hâlâ düşük seviyelerde seyrediyor. UBS, BoJ’un bu toplantıda net bir yönlendirme yapmaması ve “hayal kırıklığı yaratan” bir karar açıklaması durumunda USD/JPY paritesinin 150 seviyesinin altında kalacağını öngörüyor. Buna karşın, eğer merkez bankası yıl sonundan önce bir faiz artırımı olasılığına dair açık mesajlar verirse, bu durum piyasalarda sürpriz etkisi yaratabilir ve Japon yeninin değer kazanmasına neden olabilir.

UBS’in üçüncü çeyrek için belirlediği 140-150 aralıklı USD/JPY hedefi göz önünde bulundurulduğunda, toplantıdan çıkacak mesajların orta vadeli döviz kuru beklentilerini şekillendirme gücü oldukça yüksek. Özellikle BoJ’un enflasyonla mücadele konusunda yeni ve kararlı bir duruş benimsemesi, Japon yeninin yeniden değer kazanmasına zemin hazırlayabilir.

Sonuç olarak, bu haftaki BoJ toplantısı sadece faiz kararı açısından değil, merkez bankasının iletişim stratejisi ve geleceğe yönelik yönlendirmeleri açısından da kritik bir dönemeç olacak. ABD-Japonya ticaret anlaşması, bu bağlamda ekonomik beklentilerin revize edilmesine yol açabilir. Tüm bu gelişmeler, 2025’in ikinci yarısında Japonya’nın para politikasında daha belirgin bir normalleşme sürecinin başlangıcına işaret edebilir.

İlaveten, küresel merkez bankalarının eş zamanlı sıkılaştırma sürecinde olduğu bir dönemde BoJ’un da bu yola ne zaman ve ne hızla gireceği, sadece Japonya için değil, Asya piyasaları genelinde de sermaye akışlarını ve döviz piyasalarını şekillendirme potansiyeline sahip.