Bitcoin fiyatı aylardır dar bir bantta sıkışıp kalmış durumda. Yatırımcıların sabrını giderek daha fazla zorlayan bu tablo, yalnızca fiyat grafiklerine bakarak açıklanabilecek bir durum değil. Asıl mesele, Bitcoin piyasasında talebin ciddi anlamda daralması. Uzun süredir fiyat hareketlerini domine eden ETF’ler ve kurumsal şirketlerin alımları, artık bu ağırlığı taşımakta yetersiz kalıyor.
Julio Moreno’nun son raporu, bu gerçeği sayılarla gözler önüne seriyor. Geçtiğimiz yılın sonunda Bitcoin ETF’leri 86 bin BTC’lik devasa bir alım gerçekleştirirken, bugün bu rakam 40 bin BTC’ye kadar gerilemiş durumda. Bu %53’lük düşüş, ETF’lerin talep iştahındaki net azalmayı gösteriyor. Aynı şekilde Strategy’nin (MSTR) 171 bin BTC’lik agresif alım stratejisi de yerini ciddi bir frene bırakmış; son 30 günde sadece 16 bin BTC alınmış. Yani %90’lık dramatik bir düşüş söz konusu.
Ancak daha çarpıcı olanı, genel spot piyasa talebindeki zayıflama. Sadece son bir ayda piyasadaki toplam talep 895 bin BTC azalmış. Bu, kurumsal yatırımların gücünü tamamen gölgede bırakıyor. Spot piyasada alım iştahı böylesine zayıflarken, ETF ve MSTR gibi büyük oyuncuların bile fiyatı yeni zirvelere taşıması mümkün değil. Neticede bu kurumların alımları, toplam piyasa talebinin ancak ufak bir parçasını oluşturuyor. Yani temel destek eksikliği var.
Bu tablo bize birkaç kritik gerçeği hatırlatıyor. Öncelikle Bitcoin’in uzun vadede kurumsal kabul görmesi ve portföy çeşitlendirmesi aracı olarak benimsenmesi, fiyat üzerinde sürdürülebilir bir baskı yaratmak için yeterli değil. Bitcoin’in asıl motoru, genel piyasa ilgisi ve kitlesel yatırımcı talebi. Son aylarda yaşanan sert düşüşler, belirsiz makroekonomik koşullar, faiz oranlarının yüksek seyri ve risk iştahının global çapta zayıflaması gibi nedenlerle, geniş yatırımcı tabanının Bitcoin’e yönelmesini engelliyor.
Ayrıca bu süreç, Bitcoin’in volatilitesini ve risk profilini yeniden gündeme taşıyor. Piyasadaki likiditenin düşmesiyle fiyatın daha küçük dalgalanmalara bile sert tepkiler verebileceği bir döneme giriyoruz. Yani sadece yukarı yönlü potansiyel değil, aşağı yönlü riskler de artıyor.
Öte yandan, bütün bu tablo bir felaket senaryosu da değil. Talebin bu kadar zayıf olduğu bir piyasada, olası makro iyileşmelerin (örneğin Fed’in faiz indirimi döngüsüne başlaması) çok daha güçlü fiyat hareketlerine yol açabileceğini unutmamak gerekir. Bitcoin’in arzı sınırlı; talebin yeniden artması durumunda bu sınırlı arzın fiyat üzerinde kaldıraç etkisi yaratması kaçınılmaz. Yani bugün görülen durgunluk, yarının daha sert hareketlerinin altyapısını da oluşturuyor olabilir.
Özetle; ETF’ler, Strategy gibi dev şirketlerin alımları tek başına Bitcoin fiyatını yeni rekorlara taşımaya yetmiyor. Piyasada kalıcı bir yükseliş için genel talebin, yani hem küçük yatırımcının hem de daha geniş kurumsal kitlenin yeniden oyuna dönmesi şart. Bunun için ise küresel ekonomik iklimin daha pozitif hale gelmesi ve risk algısının iyileşmesi gerekiyor. O zamana kadar, Bitcoin yatırımcıları muhtemelen sabır testine devam edecek.
