Bitcoin (BTC), tarihsel olarak en zayıf dönemlerinden biri olan yılın üçüncü çeyreğine girdi. Geçmiş veriler, bu dönemde BTC’nin ortalama getirilerinin %6’nın dahi altında kaldığını gösteriyor. Üstelik piyasadaki mevcut tablo, beklentileri iyimser kılacak net bir hikâye de sunmuyor. Hem makro ekonomik cephedeki sıkışma hem de zincir üstü faaliyetlerin dramatik şekilde yavaşlaması, yatırımcıları temkinli bir bekleyişe itiyor.
ABD Merkez Bankası (Fed) Başkanı Jerome Powell’ın son açıklamaları, piyasaların umut ettiği “faiz indirimi” hikâyesini netleştirmekten oldukça uzak. Powell ve ekibi adeta “bekle ve gör” modunda hareket ediyor. Bu da risk iştahını törpüleyen bir unsur olarak karşımızda duruyor. Nitekim Nansen analisti Nicolai Sondergaard, Fed’in ancak faiz indirimi için net sinyaller vermesi halinde piyasanın yeniden canlanabileceğine işaret ediyor. Fakat şimdilik ortada bu sinyali verecek güçlü bir neden yok.
Makro alanda ABD’nin para politikasına ek olarak, jeopolitik riskler de baş gösteriyor. Son dönemde İsrail-İran gerilimi yeniden tırmanışa geçerken, bu durum küresel yatırımcıların portföy tercihlerinde korumacı pozisyonları güçlendirmesine yol açıyor. Bitcoin gibi yüksek beta varlıklar ise bu süreçte daha fazla bekleme odasına alınmış durumda. Bitfinex analistlerinin ifadesiyle; piyasada yeni bir yükseliş dalgasını tetikleyecek güçlü bir makro ekonomik katalizör şimdilik görünmüyor.
Bitcoin özelinde bakıldığında zincir üstü (on-chain) veriler de fazlasıyla durgun. Glassnode’a göre Bitcoin ağı adeta “hayalet kasaba” görünümünde. İşlem hacimleri ve aktif adres sayısı dramatik şekilde azalmış durumda. Spot borsalardaki işlem hacimlerinin de geçtiğimiz ay yaşanan savaş kaynaklı volatilitenin ardından ciddi biçimde düştüğü belirtiliyor. Bu da fiyatın yukarı ya da aşağı yönlü büyük hareketler yapmasını zorlaştıran bir tablo çiziyor.
Ancak son dönem gelişmeleri bir açıdan sağlıklı bir zemin de hazırlıyor olabilir. Haziran ayında gerçekleşen kaldıraç tasfiyesi, Bitcoin vadeli işlemler piyasasındaki açık pozisyon miktarını %7,2 oranında azaltarak 360 bin BTC’den 334 bin BTC’ye çekti. Bu tasfiye, aşırı pozisyonlanmaların temizlenmesi anlamına geliyor. Bitfinex analistleri, bu durumun ileriye dönük volatiliteyi dizginleyerek daha dengeli bir fiyat hareket alanı oluşturabileceğini düşünüyor. Yani piyasa bir bakıma “ağır yüklerinden kurtuluyor.”
Kısa vadeli yatırımcı maliyetleri açısından bakıldığında ise 98 bin 700 dolar civarında güçlü bir taban oluşmuş gibi görünüyor. Bu seviye Bitcoin için önemli bir psikolojik ve teknik destek alanı. Öte yandan, analistlere göre 100 bin dolar altı ya da 110 bin dolar üstü fiyat hareketleri kısa süreli kalma eğiliminde olacak. Çünkü büyük fon girişleri olmadan bu seviyeler kalıcı trendler yaratmak için yeterince desteklenmiyor.
Burada temel sorun, piyasanın hâlâ “hikâye” beklemesi. Yeni bir tüm zamanların zirvesine (ATH) koşmak için Bitcoin’in makro taraftan güçlü bir rüzgar alması şart. Bu ya Fed’in açıkça faiz indireceğini ilan etmesiyle, ya ABD spot ETF’lerine yönelik sermaye akışlarının hızlanmasıyla, ya da küresel ölçekte likidite bolluğu oluşmasıyla mümkün olabilir. Şimdilik ise bu ihtimaller ancak ufuk çizgisinde belli belirsiz görünüyor.
Bütün bu tabloya rağmen Bitcoin’in uzun vadeli hikâyesi hâlâ geçerliliğini koruyor. Arz tarafında halving sonrası madenci satış baskısı görece azalmış durumda. Ayrıca kripto varlıkların kurumsal portföylerde daha sık yer bulmaya başlaması, gelecek adına önemli bir pozitif sinyal. Ancak bunun kısa vadeli fiyat hareketlerine hemen yansıması beklenmemeli.
Bitcoin, üçüncü çeyreğe tarihsel istatistiklerin de işaret ettiği gibi temkinli ve sakin bir giriş yaptı. Yatırımcılar makro ekonomik cephedeki gelişmeleri, Fed’in söylem değişimlerini ve küresel risk iştahını yakından takip etmeye devam edecek. Yani piyasa şimdilik “sabır modunda.” Olası sürpriz makro katalizörler devreye girmediği sürece Bitcoin’in 100 bin ila 110 bin dolar arasında bir süre daha soluklanması sürpriz olmayacak.
