Bitcoin son dönemde, Orta Doğu’da patlak veren çatışmalar, Amerika-Çin hattındaki ticaret savaşları, ABD Merkez Bankası’nın (Fed) faiz politikasına dair belirsizlikler ve bunlara ek olarak kurumsal yatırımcıların artan ilgisiyle adeta bir fırtınanın ortasında yön bulmaya çalışıyor. Geçtiğimiz hafta 98 bin dolar seviyelerine kadar gerileyen Bitcoin, Orta Doğu’da ateşkesin sağlanmasıyla bir nebze toparlansa da, piyasalarda hâkim olan kırılgan hava henüz tam anlamıyla dağılmış değil.
Nitekim ABD’den gelen veriler, beklentileri karmaşıklaştırıyor. Fed’in enflasyon göstergesi olarak yakından izlediği PCE (kişisel tüketim harcamaları) fiyat endeksi, mayıs ayında yıllık bazda yüzde 2,7 artarak tahminlerin bir miktar üzerinde geldi. Ancak çekirdek PCE verisinin büyük ölçüde beklendiği gibi gelmesi, fiyat baskılarının ılımlı seyrettiği yönündeki görüşleri güçlendirdi. Bu da Fed’in yıl içinde faiz indirimi için elinin daha rahat olabileceği beklentilerini canlı tuttu. Böyle bir beklenti, risk iştahını canlandırarak kripto piyasalarına da olumlu yansıdı.
Bunun yanında ABD Başkanı Trump’ın Fed Başkanı Powell’a yönelik baskıcı söylemleri dikkat çekiyor. Trump’ın faizlerin hızlı bir şekilde düşürülmesi gerektiğini vurgulayan çıkışları, zaman zaman Fed’in bağımsızlığı tartışmalarını körüklüyor. Powell’ın görev süresinin sonuna kadar devam edip etmeyeceği bile artık piyasalarda soru işareti. Öte yandan Cenevre’de ABD ile Çin’in gümrük tarifeleri konusunda anlaşmaya varması, küresel ticaret cephesinde önemli bir nefes alma alanı yarattı. Trump’ın “Başka ülkeler de sırada bekliyor” şeklindeki sözleri, piyasaları olumlu etkileyerek Bitcoin’e destek veren faktörlerden biri oldu.
Kurumsal yatırımcıların Bitcoin’e yönelik ilgisinin ise hız kesmeden sürdüğü görülüyor. Michael Saylor’un yönettiği Strategy, 531,9 milyon dolar harcayarak yalnızca bir haftada 4.980 adet daha Bitcoin satın aldı ve toplam rezervini 597.325 BTC’ye çıkardı. Bakkt, Bitcoin alımlarını desteklemek amacıyla 1 milyar dolara kadar fon toplamayı hedeflediğini açıklarken, İngiltere’den The Smarter Web Company yaklaşık 196 adet Bitcoin satın aldıktan sonra 56,59 milyon dolar ek fon sağladı. Japon Metaplanet, 132,7 milyon dolar harcayarak 1.234 adet daha Bitcoin alıp toplam portföyünü 12.345 BTC’ye çıkardı ve Tesla’yı geride bırakarak halka açık şirketler arasında en büyük yedinci Bitcoin yatırımcısı konumuna yükseldi. Anthony Pompliano’nun şirketi ProCap da halka arzın hemen ardından 386 milyon dolarlık alımla 3.724 adet Bitcoin portföyüne ekledi.
Kurumsal hareketlilik bununla da kalmadı. Sequans Communications Bitcoin yatırımı için 384 milyon dolarlık sermaye artırımı planlarken, Nasdaq’ta işlem gören Aurora Mobile nakit ve nakit benzeri varlıklarının %20’sini kripto paralara aktarma kararı aldı. Arizona’da Temsilciler Meclisi’nin el konulan kripto varlıklar için rezerv fon oluşturulmasını öngören yasa tasarısını kabul etmesi de ABD’de regülasyon tartışmalarının yeni bir boyuta taşındığını gösteriyor.
Bu tabloyu gören bireysel yatırımcı için en büyük soru doğal olarak “Peki Bitcoin bundan sonra nereye gider?” oluyor. Teknik göstergeler, Bitcoin için 104.800–106.000 dolar aralığında destek, 108.000–108.300 dolar bandında ise direnç oluştuğuna işaret ediyor. Direncin hacimli bir kırılımla aşılması durumunda 111.000 ve 112.000–120.000 dolar seviyeleri yeni hedefler olarak konuşuluyor. Ancak jeopolitik risklerin, ticaret savaşlarının veya Trump ile Fed arasında çıkabilecek yeni gerilimlerin her an dengeleri tersine çevirebileceğini unutmamak gerekiyor.
Bitcoin’de son yıllarda olduğu gibi asıl itici güç, makroekonomik gelişmeler, regülasyon adımları ve kurumsal yatırımcıların iştahı olacak gibi duruyor. Yine de piyasanın doğası gereği volatilitenin yüksek, belirsizliğin sürekli olduğunu hatırda tutmak şart. Bu noktada yatırımcılar için temel strateji hâlâ temkinli olmak, riskleri bölmek ve gelişmeleri çok yakından takip etmekten geçiyor.
Son tahlilde Bitcoin, yalnızca bir dijital varlık olmanın çok ötesinde; jeopolitik gerilimlerden küresel ticaret anlaşmalarına, ABD başkanlık seçimlerinden Fed’in faiz kararlarına kadar dünya ekonomisinin adeta nabzını tutan karmaşık bir göstergeye dönüşmüş durumda. Bu nedenle Bitcoin fiyatlarının yönü yalnızca teknik göstergelerle değil, dünyanın dört bir yanından gelecek haber akışlarıyla da belirlenecek. İçinde bulunduğumuz dönemde Bitcoin ve kripto piyasaları, küresel dengelerin değişken seyrinin bir aynası olmaya devam edecek gibi görünüyor.










