Papara Elektronik Para A.Ş.’nin faaliyet izninin Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) tarafından iptal edilmesi, Türkiye’de fintech ekosisteminin hem regülasyon açısından hem kullanıcı güvenliği açısından önemli bir sınavıyla karşı karşıya olduğunu gösteriyor. Resmî Gazete’de yayımlanan kararda, Papara’nın 21 Nisan 2016 tarihinde edinmiş olduğu “elektronik para kuruluşu” izninin, 6493 sayılı “Ödeme ve Menkul Kıymet Mutabakat Sistemleri, Ödeme Hizmetleri ve Elektronik Para Kuruluşları Hakkında Kanun”un ilgili maddeleri uyarınca sona erdirildiği açıklandı.
Bu kararla birlikte Papara’nın Türkiye genelinde elektronik para ihracı ve ödeme hizmetleri sunma yetkisi resmen kalkmış durumda. Kullanıcı açısından en öncelikli soru ise, “Hesabımdaki para ne olacak?” oldu. Papara tarafından yapılan açıklamada, kullanıcı bakiyelerinin yürürlükteki mevzuata göre koruma hesaplarında güvence altında olduğu ve iade sürecinin ivedilikle başlatıldığı ifade edildi.
Bu gelişmeyi birkaç açıdan ele almak gerekiyor. Öncelikle, fintech platformlarının finansal sistemin daha geniş bir parçası haline geldiği günümüzde regülasyonun önemi giderek artıyor. Papara’nın lisans iptali kararı, sadece şirket özelinde bir olay değil; sektörde benzer konuların iyice dikkatle izlenmesi gerektiğini gösteriyor. İlgili haberlerde şirketin “yasadışı bahis ve kara para aklama” iddialarına ilişkin olarak soruşturma altında olduğu ve kayyum atandığı belirtiliyor.
İkinci olarak, kullanıcı güvenliği açısından önemli bir eşik geçildi. Yürürlükteki mevzuata göre elektronik para kuruluşlarının müşterilerden topladığı fonları ayrı “koruma hesaplarında” tutması gerekiyor. Bu mekanizma, kuruluşun izin iptalinde kullanıcılara bakiyelerinin iade edilmesini mümkün kılacak bir güvenlik ağı sağlıyor. Papara da açıklamasında bu güvenceye işaret ediyor.
Bununla birlikte pratikte kullanıcılar için belirsizlik hâlâ devam ediyor. Transfer işlemleri durdurulmuş durumda, kullanıcılar para çekmek ya da başka bir hesaba aktarmak istediklerinde engellerle karşılaşabiliyor. Haberlerde, kullanıcıların bu durumdan rahatsız olduğu ve hesaplarındaki bakiyelerini aktarmaya çalıştıkça kısıtlama ile karşılaştıkları belirtiliyor.
Üçüncü olarak, fintech şirketleri ve ödeme kuruluşları açısından bu karar; denetim, iç kontrol, kara para aklama ve bahis gibi yasa dışı faaliyetlere karşı etkin önlemler alınması yönünde bir sinyal içeriyor. Özellikle Papara özelinde, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın soruşturma yürüttüğü, çok sayıda hesap ve kripto cüzdan üzerinden yasa dışı bahis ve aklama faaliyetlerinin tespit edildiği iddası kamuoyuna yansıdı.
Son olarak, kullanıcıların bundan ne öğrenmesi gerektiğine dair birkaç çıkarım var. Birincisi, dijital ödeme hizmetleri ve elektronik para kuruluşları kullanılırken “kullanıcı fonlarının koruma hesaplarında olup olmadığı”, “şirketin denetim geçmişi” ve “lisans durumu” gibi hususlara dikkat etmek fayda sağlıyor. İkincisi, bir hizmet aniden durabilir; bu gibi durumlara karşı kullanıcıların bakiyelerini düzenli kontrol etmesi, alternatif ödeme yollarını göz önünde bulundurması akıllıca. Üçüncüsü, regülasyonun sıkılaşması fintech ekosisteminde bir kalite ayarlaması anlamına geliyor; kullanıcılar açısından bu kötü bir haber değil, aksine uzun vadede daha güvenli bir ortamın göstergesi olabilir.
Sonuç olarak, Papara’nın faaliyet izninin iptali önemli bir kırılma noktası. Bu karar, fintech sektöründe hizmet sağlayıcıları için “denetim, şeffaflık, iç kontrol” üçlüsünün ne kadar kritik olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi. Kullanıcılardan alacaklarımız şudur: Endişeyi haklı bulmakla birlikte panik yerine “haklarımızın korunduğu” mekanizmaların uygulanmasını takip etmek, gerekirse alternatif ödeme araçlarını değerlendirmek ve teknolojik finansal çözümler kullanılırken “regülasyon ve güvenlik” açısından bilinçli hareket etmek.
