Borsa İstanbul’da bilanço sezonu yaklaşırken piyasalarda dikkatler yeniden hisse bazlı fiyatlamalara çevriliyor. Üçüncü çeyrek bilanço dönemi 20 Ekim tarihinde TURSG bilançosuyla başlayacak. Ardından AKBNK, TAVHL, LILAK, AKGRT gibi önemli şirketlerin bilançoları açıklanacak. Bu dönem, endeksin genelinden bağımsız olarak hisse bazlı ayrışmaların daha net görüleceği bir süreç olacak. Belirgin bir sektör öne çıkarmak şu aşamada zor olsa da nihai kararlar her zaman olduğu gibi şirketlerin faaliyet kârlılıkları ve bilanço sonuçları açıklandıktan sonra verilecek.
Son açıklanan yüksek enflasyon verisinin ardından, uzun süredir rafa kalkmış bir fiyatlama teması yeniden devreye girdi. Sigorta şirketlerine yönelik pozitif beklentiler güçleniyor. Prim üretim hızlarının yılın ilk dokuz aylık döneminde enflasyonun oldukça üzerinde seyretmesi, yüksek faiz ortamının devam edeceği beklentisiyle birleşince yatırım gelirlerinde güçlü bir tablo oluşacağı tahmin ediliyor. Bu durum XSGRT endeksine net bir şekilde yansıdı. XSGRT geçen haftayı yüzde 4.29’luk güçlü bir yükselişle tamamladı. Bu tablo sigorta sektörünün bilanço dönemine güçlü bir temel ile girdiğini gösteriyor.
Kağıt sektöründe de son dönemde hareketlilik dikkat çekiyor. Bu sektör, bilançolarda operasyonel kârlılığın güçlü olabileceğine dair beklentilerle öne çıkıyor. Turizm endeksinde ise özellikle fast food ve restoran hizmetleri alanında faaliyet gösteren şirketlerin dokuz aylık kâr rakamlarının güçlü gelmesi bekleniyor. Yılın turizm açısından verimli geçmesi ve iç talebin canlı kalması, bu şirketlerin bilançolarına pozitif yansıyabilir.
Altın fiyatlarındaki yükseliş ise piyasada farklı bir kanaldan etki yaratıyor. Oluşan servet etkisinin konut talebini artırması bekleniyor. Geçmiş dönemlerde de benzer tablolar yaşanmış, altın kazançlarının önemli bir kısmı gayrimenkul yatırımlarına yönelmişti. Bu çerçevede XGYO endeksi önümüzdeki dönemde daha yakından izlenmesi gereken alanlardan biri haline geliyor. Yüksek faiz ortamı bir yandan konut talebini baskılarken, altından gelen likiditenin konuta yönelmesi dengeleyici bir faktör olabilir.
Bilanço sezonu, endeksteki yönsüz görünümün ötesinde, seçici hisse bazlı stratejilerin ön plana çıkacağı bir dönem anlamına geliyor. Sektörlerin tek tek izlenmesi, güçlü bilançoya sahip şirketlerin doğru zamanda değerlendirilmesi yatırımcılar için kritik olacak. Banka hisselerinde son dönemde yaşanan baskı endeks genelinde ivmeyi sınırlasa da, sigorta, turizm, kağıt ve gayrimenkul sektörlerinde oluşabilecek pozitif fiyatlamalar, yatırımcılar için yeni fırsatlar yaratabilir.
Bu dönemde dikkat edilmesi gereken en önemli unsur, piyasa söylentilerinden ziyade bilanço verilerinin kendisi olacak. Güçlü operasyonel kârlılık, sürdürülebilir büyüme ve nakit akışı yaratabilen şirketler ön planda yer alacak. Endeksin genel trendinden bağımsız olarak, bilanço sezonu hisse bazlı hikâyeleri öne çıkararak borsada yeni bir fiyatlama dalgasının zeminini hazırlayabilir.









