Altın ve Gümüş Piyasasında Denge Arayışı: Enflasyon, Tarifeler ve Belirsizlikler

Küresel piyasalarda altın yeniden dikkatlerin merkezinde. ABD’de dün açıklanan tüketici fiyat endeksi (TÜFE) verileri, fiyat baskılarının sürdüğüne işaret etti. Bu veri ilk etapta altın fiyatlarının 3.360 dolardan 3.320 dolara kadar geri çekilmesine yol açtı. Ancak yatırımcılar hızlı bir şekilde dikkati ABD’nin ticaret politikalarındaki yeni belirsizliklere çevirdi ve ons altın toparlanarak bu sabah 3.333 dolar seviyesinin üzerine çıktı.

Altın, son birkaç aydır mayıs ortasından bu yana oluşan geniş sayılabilecek bir bant içinde hareket ediyor. Bununla birlikte altındaki eğilim halen yukarı yönlü olmaya devam ediyor. Özellikle ABD Başkanı Donald Trump’ın son gümrük tarifesi açıklamaları ve AB ile Japonya gibi büyük ekonomik bloklarla ilişkilerde yaşanan gerilimler, yatırımcıları güvenli liman arayışında altına yönlendirmeyi sürdürüyor.

Analistler, bugün için ons altında destek noktalarını 3.320 ve 3.307 dolar seviyelerinde, direnç noktalarını ise 3.337 ve 3.364 dolar civarında görüyor. Yani piyasada teknik anlamda çok net bir yön tayini için henüz kırılmalar bekleniyor. Ancak ABD’nin agresif ticaret adımlarının yeni gümrük vergileriyle daha da derinleşmesi durumunda, altının bundan güç bulma ihtimali yüksek.

Bu noktada ABD ekonomisinin hala canlı bir enflasyon dinamiğine sahip olması da dikkat çekiyor. Fed’in faiz politikasında yeni sürpriz adımlar atabileceği beklentisi sınırlı görünse de, enflasyonun kalıcı seyrine ilişkin kaygılar altının değerini korumasına yardım ediyor. Bir başka ifadeyle, piyasa şu an hem enflasyonun olası kalıcılığını hem de küresel ticarette belirsizlikleri aynı anda fiyatlıyor.

Öte yandan gümüş de benzer ancak daha volatil bir seyir izliyor. Spot gümüş, pazartesi günü Eylül 2011’den bu yana görülen en yüksek seviyeye ulaştıktan sonra dün yüzde 0,9 gerileyerek ons başına 37,69 dolara indi. Bu sabah ise yeniden yüzde 0,3 prim yaparak 37,81 dolara yükseldi. Gümüş yatırımcıları için yukarı yönlü bir sonraki hedef olarak 41,61 dolar seviyesi telaffuz ediliyor. Burada piyasa katılımcılarının herhangi bir geri çekilmeyi kısa vadede alım fırsatı olarak değerlendirdiği görülüyor.

Tüm bu tablo, aslında değerli metallerin yeniden klasik “belirsizlik sigortası” rolüne büründüğünü gösteriyor. Yatırımcılar hem jeopolitik riskleri hem de ABD’nin ticaret cephelerini genişletmesiyle ortaya çıkan ekonomik gerilimleri fiyatlıyor. Altın ve gümüşün geleceği de büyük ölçüde ABD’den gelecek yeni ticaret adımlarına, Fed’in faiz konusunda ne kadar sabırlı kalacağına ve dünya ekonomisinin büyüme ivmesini koruyup koruyamayacağına bağlı olacak.

Bu nedenle altın yatırımcısı için günler belki de yine daha temkinli geçecek; çünkü yükseliş potansiyeli korunmakla birlikte, volatilite artmaya aday görünüyor. Tüm gözler şimdi ABD’nin tarifeler konusunda atacağı bir sonraki adımda. Bu adım, ons altının yeniden 3.400 doların üzerine taşınmasına zemin hazırlayabilir.