Altın fiyatları, geçtiğimiz hafta ulaştığı tarihi zirvenin ardından sert bir düzeltme sürecine girse de yeni haftaya temkinli bir toparlanma eğilimiyle başladı. Ons altının 4.380 dolar seviyesini görmesiyle yaşanan yükseliş, sonrasında gelen sert satışlarla yerini volatil bir seyire bıraktı. Bu dalgalanma, küresel piyasalarda hem güvenli liman talebini hem de risk iştahını aynı anda tetikleyen gelişmelerin bir yansıması olarak öne çıkıyor.
ABD Başkanı Donald Trump’ın Çin ile ticari ilişkilerde iyimser mesajlar vermesi, kısa vadede riskli varlıklara yönelimi artırarak altın fiyatları üzerinde baskı yarattı. Bu gelişmeler, yatırımcıların güvenli liman arayışını bir süreliğine gölgede bıraksa da jeopolitik ve ekonomik belirsizliklerin etkisiyle altın yeniden ilgi odağına girmeye başladı. Spot altın, sert satış sonrası 4.271 dolar seviyesine kadar toparlandıktan sonra 4.233 dolardan işlem görüyor. Gram altın ise TL bazında 5.707 TL civarında seyrediyor.
Yıl başından bu yana altın fiyatlarında %60’ın üzerinde bir artış yaşanması, bu yükselişin yalnızca kısa vadeli piyasa hareketlerinden ibaret olmadığını gösteriyor. Merkez bankalarının agresif altın alımları, yatırım fonu girişleri, jeopolitik gerilimler ve en önemlisi ABD Merkez Bankası’nın (Fed) faiz indirimi beklentileri bu rallinin temel taşlarını oluşturuyor. Küresel ekonomik görünümdeki kırılganlık, yatırımcıları altın gibi güvenli limanlara yönlendiriyor.
Piyasaların gözü şimdi ABD-Çin görüşmelerinde. ABD Hazine Bakanı Scott Bessent ile Çin Başbakan Yardımcısı He Lifeng’in bu hafta yapacağı görüşme, altın fiyatlarının seyrinde belirleyici olabilir. Trump’ın, yüksek gümrük vergilerinin sürdürülemez olduğuna dair sözleri, piyasalarda iyimserlik yaratırken bu durum kısa vadede altına gelen talebi zayıflatabilir. Ancak aynı zamanda ABD’de devam eden hükümet kapanmasının yarattığı belirsizlik, altın için yeniden güçlü bir destek hattı oluşturuyor.
Piyasa, Fed’in Ekim ayında 25 baz puanlık bir faiz indirimi yapmasını büyük ölçüde fiyatlamış durumda. Aralık ayında ikinci bir indirimin gündeme gelme ihtimali de oldukça yüksek. Faiz indirimleri, tahvil getirilerini düşürerek altın gibi faiz getirmeyen varlıkları daha cazip hale getiriyor. Bu da altının mevcut düzeltmeden sonra yeniden güçlü bir yükseliş dalgası yakalama potansiyelini artırıyor.
Sonuç olarak, altın piyasasında yaşanan bu sert dalgalanma, çöküşten ziyade güçlü bir ralli sonrasında gelen doğal düzeltme olarak okunabilir. Kısa vadede ABD-Çin görüşmelerinden çıkacak mesajlar, hükümet kapanmasının yaratacağı belirsizlik ve Fed’in faiz patikası altının yönünü belirleyecek üç ana unsur olarak öne çıkıyor. Uzun vadede ise altın, güvenli liman statüsünü korumaya devam ederek yatırımcıların portföylerinde önemli bir yer tutmayı sürdürecek gibi görünüyor.










