43 Günlük Hükümet Kapanması, Trump’ın İmzasıyla Bitti
ABD’de 43 gün süren federal hükümet kapanması, Başkan Donald Trump’ın geçici bütçe tasarısını imzalamasıyla son buldu. Ülke tarihinin en uzun süreli hükümet kapanması olarak kayıtlara geçen bu süreç, yalnızca siyaset sahnesini değil, milyonlarca Amerikalının günlük yaşamını da doğrudan etkiledi. Devlet dairelerinin kapanması, federal çalışanların maaşlarını alamaması ve kamu hizmetlerinde yaşanan aksamalar, Amerikan demokrasisinin işleyişine dair ciddi tartışmaları da beraberinde getirdi.
Hükümetin kapanmasına neden olan anlaşmazlık, bütçenin onaylanması sürecinde Demokratlar ile Cumhuriyetçiler arasında yaşanan sert fikir ayrılıklarından kaynaklandı. Özellikle sağlık sistemi ve sosyal yardımlar gibi konularda iki taraf arasındaki görüş farklılığı, ülkeyi adeta siyasi bir çıkmaza sürükledi. Demokratlar sağlık hizmetlerine sağlanan sübvansiyonların devamını şart koşarken, Cumhuriyetçiler bu desteklerin mali yükünü azaltmak istiyordu.
Donald Trump, imza töreninde yaptığı açıklamada, kapanmadan Demokratları sorumlu tuttu. “Bugün ülkemiz için harika bir gün, artık yeniden işe koyulabiliriz” sözleriyle sürecin sonlanmasını kutladı. Ancak Trump, geçici bütçenin ülkeyi yalnızca kısa vadeli bir çözüme kavuşturduğunu da belirtti. Bu durum, birkaç ay sonra yeni bir kapanma riskinin yeniden gündeme gelebileceği anlamına geliyor.
43 gün boyunca hükümetin kapalı kalması, ABD tarihinde görülmemiş sonuçlar doğurdu. Yaklaşık 800 bin federal çalışanın maaşları gecikti, birçok kamu kurumu hizmet veremedi. Ulusal parklar, müzeler, vize işlemleri ve hava trafiği kontrollerinde aksaklıklar yaşandı. Bu durum, Amerikan halkının hükümete duyduğu güveni zedelediği gibi, dünya genelinde de “ABD sistemi gerçekten tıkanıyor mu?” sorusunu gündeme getirdi.
Trump’ın “filibuster” olarak bilinen, oylamaları engellemek amacıyla süresiz konuşma hakkının kaldırılması yönündeki çağrısı ise Kongre içindeki tartışmaları yeniden alevlendirdi. Bu öneri, bazı çevrelerce demokratik süreçlerin zayıflatılması olarak değerlendirilirken, Trump’a yakın isimler bunu “etkin yönetim için gerekli bir adım” olarak savundu.
Kapanmanın sona ermesiyle birlikte gözler şimdi Fed’in ve Beyaz Saray’ın ekonomik politikalarına çevrilmiş durumda. 43 günlük duraksamanın ülke ekonomisine milyarlarca dolarlık zarar verdiği tahmin ediliyor. Uzmanlar, kamu hizmetlerinin yeniden tam kapasiteyle çalışmaya başlamasının haftalar alabileceğini belirtiyor.
Bu kriz, ABD siyasetinde uzlaşma kültürünün giderek zayıfladığını bir kez daha gözler önüne serdi. Demokratlar ve Cumhuriyetçiler arasındaki kutuplaşma, yalnızca politik arenayı değil, ekonomik istikrarı da tehdit eder hale geldi. Trump’ın “Obamacare” sistemine yönelik eleştirileri ve bu sistemin reforme edilmesi yönündeki ısrarı, önümüzdeki dönemde yeni siyasi çatışmaların habercisi olabilir.
Amerikan demokrasisi güçlü kurumlarıyla tanınsa da bu süreç, sistemin kırılgan yönlerini de açıkça gösterdi. Hükümetin kapanması, dünyanın en büyük ekonomisinde bile siyasetin günlük yaşamı ne denli etkileyebileceğini kanıtladı. Bugün için hükümet yeniden açılmış olsa da, asıl soru şu: Birkaç ay sonra aynı krizin yeniden yaşanmasını kim engelleyecek?
ABD, bu olayla birlikte yalnızca siyasi tarihine değil, demokratik süreçlerine de bir uyarı notu düştü. Gerçek çözüm, partiler üstü uzlaşma kültürünü yeniden inşa etmekten geçiyor. Aksi takdirde, dünyanın geri kalanı “Amerikan rüyasının” yerini siyasi kabusların aldığına tanık olabilir.









