Üniversite koridorlarında dolaşan gençlerin yüzlerindeki endişeyi görmek için uzman olmaya gerek yok. Dersler, sınavlar ve sosyal hayatın arasında, “Acaba mezun olunca iş bulabilecek miyim?” sorusu, modern eğitim sisteminin gizli müfredatı haline geldi. Gençler, kariyer planlaması yaparken bir yandan da işsizlik korkusuyla boğuşuyor. Bu ikilem, sadece bireysel bir sorun değil; ekonomik, sosyal ve eğitimsel dinamiklerin kesiştiği bir kriz.
1. İşsizlik Gerçeği: Rakamlar Ne Söylüyor?
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, 2023’te genç işsizlik oranı %20’yi aşmış durumda. Üniversite mezunlarının işsizlik oranı ise lise mezunlarından daha yüksek. Bu paradoks, “diploma = istihdam” algısını yerle bir ediyor. Küresel çapta ise Dünya Bankası, dünya genelinde genç işsizliğini “kronik bir sorun” olarak tanımlıyor. Pandemi sonrası değişen iş modelleri, otomasyon ve yapay zekânın yükselişi, gençlerin geleceğini belirsizliğe sürüklüyor.
2. Kariyer Planlaması: Üniversiteler Yeterli Mi?
Üniversiteler, teorik bilgi yüklemesi yaparken pratik becerileri kazandırmada çoğu zaman yetersiz kalıyor. Müfredatların endüstri ihtiyaçlarıyla uyumsuzluğu, öğrencileri mezun olduklarında “hazırlıksız” hissettiriyor. İşverenler, “soft skills” (iletişim, problem çözme, liderlik) eksikliğinden şikâyet ediyor. Öte yandan, kariyer merkezlerinin etkinliği ve staj olanaklarının kısıtlılığı, gençleri kendi imkânlarıyla yol bulmaya zorluyor.
3. Kaygının Psikolojik Yükü: “Başarısız Olursam?”
İşsizlik korkusu, gençlerde kronik stres, özgüven kaybı ve hatta depresyonla sonuçlanabiliyor. Ailelerin “diploma al, gerisi gelir” baskısı ile sosyal medyadaki “mükemmel kariyer” imgeleri, gençleri sürekli bir yarış içinde hissettiriyor. “Herkes benden daha iyi bir pozisyonda” düşüncesi, FOMO (Fear of Missing Out) sendromunu tetikliyor. Bu durum, gençleri anlamsız işlerde çalışmaya veya umutsuzca KPSS/YDS gibi sınavlara odaklanmaya itebiliyor.
4. Çözüm Önerileri: Kolektif Bir Sorumluluk
- Üniversitelere Düşen Rol: Müfredatlar endüstri ile iş birliği içinde güncellenmeli. STEM alanları kadar kritik düşünme ve yaratıcılık eğitimi de önemsenmeli. Zorunlu stajlar ve mentorluk programları yaygınlaştırılmalı.
- Öğrencilere Tavsiyeler: “Tek bir gelecek” planı yerine esnek hedefler benimsenmeli. Dijital okuryazarlık, dil becerileri ve sertifika programlarıyla kişisel markalaşma öne çıkarılmalı. Girişimcilik ve freelance iş modelleri keşfedilmeli.
- Politika Yapıcılar: Genç istihdamını artıracak teşvikler (vergi indirimi, sigorta prim desteği) ve start-up ekosistemleri desteklenmeli. Meslek liseleri ve teknik eğitim yeniden değer kazanmalı.
- Toplumsal Bakış: “İşsizlik = başarısızlık” damgası kırılmalı. Deneyim eksikliği olan gençlere fırsat veren şirketler, uzun vadede kazançlı çıkacaktır.
5. Umut Işığı: Yeni Nesil İş Modelleri
Gig economy (serbest çalışma ekonomisi), uzaktan çalışma ve dijital pazarlar, gençlere geleneksel olmayan kariyer yolları sunuyor. YouTube içerik üreticiliği, sosyal medya yönetimi veya e-ticaret gibi alanlar, diplomasız da olsa beceriye dayalı fırsatlar yaratıyor. Önemli olan, gençlerin bu alanlarda kendini keşfetmesi ve cesaretlendirilmesi.
Gelecek kaygısı, üniversite gençliğinin “olmazsa olmaz” bir parçası haline geldi. Ancak bu kaygıyı azaltmak, bireysel çabalardan ziyade sistemik dönüşümle mümkün. Biz gençlere düşen, değişen dünyaya uyum sağlayacak donanımı edinmek; topluma düşen ise onlara nefes alacak alanı tanımak. Unutulmamalı ki, her kriz aynı zamanda yeni bir başlangıçtır.