Etik Finans Modelleri: Geleceğin Ekonomisine Ahlaki Bir Bakış

Son yıllarda yaşanan küresel finansal krizler, iklim değişikliği kaynaklı ekonomik kayıplar ve sosyal eşitsizlikler, geleneksel finans sisteminin sınırlarını gözler önüne serdi. Tüketiciler, yatırımcılar ve kurumlar, paranın sadece kâr odaklı değil, aynı zamanda toplumsal ve çevresel sorumluluk taşıyan bir araç olması gerektiğini artık daha yüksek sesle dile getiriyor. İşte tam da bu noktada etik finans modelleri, finansal kazançla insani değerleri buluşturan bir köprü olarak öne çıkıyor.

Etik Finansın Yükselişi: Neden Şimdi?

2008 mortgage krizi, çevresel tahribatın ekonomiye maliyeti (örneğin Amazon yangınları veya Avustralya’daki sel felaketleri) ve iş dünyasındaki skandallar (Panama Belgeleri gibi), finansal sistemin etik temeller üzerine yeniden inşa edilmesi gerektiğini gösterdi. Özellikle Z ve Y kuşağının tüketim alışkanlıkları, yatırımlarını “değerleriyle uyumlu” şirketlere yönlendirmesi, etik finansı küresel bir trend haline getirdi. Dünya Sürdürülebilir Yatırım Forumu’na göre, 2023 itibarıyla ESG (Çevresel, Sosyal, Yönetişim) kriterlerine uygun yatırımların hacmi 35 trilyon doları aşmış durumda.

Başlıca Etik Finans Modelleri

  1. İslami Finans: Faizsizlik prensibiyle öne çıkan bu model, Türkiye’de katılım bankaları aracılığıyla yaygınlaşıyor. Kar-zarar ortaklığı (mudaraba) ve varlık temelli yatırımlar (sukuk) gibi araçlarla kârı adil paylaşımı hedefliyor.
  2. Etki Yatırımcılığı (Impact Investing): Sosyal getiriyi finansal kazanca eşit öncelikte tutan bu model, örneğin kadın girişimciliğini destekleyen fonlar veya temiz su projelerine yapılan yatırımlarla dikkat çekiyor.
  3. Yeşil Tahviller (Green Bonds): İklim kriziyle mücadelede önemli bir araç haline gelen yeşil tahviller, 2023’te küresel çapta 500 milyar doları aşan bir hacme ulaştı. Türkiye’de de ilk yeşil tahvil 2020’de İş Bankası tarafından çıkarıldı.
  4. ESG Entegrasyonu: Şirketlerin çevresel ayak izi, çalışan hakları ve yönetim şeffaflığı gibi kriterlere göre değerlendirildiği bu model, Borsa İstanbul’da da “Sürdürülebilirlik Endeksi” ile yer buluyor.

Zorluklar ve Eleştiriler: Yeşil Aklama (Greenwashing) Riski

Etik finansın önündeki en büyük engel, bazı kurumların “yeşil” imaj çizmek için gerçek taahhütlerde bulunmaması. Örneğin, bir enerji şirketinin kömür yatırımları devam ederken, sadece bir rüzgâr santrali projesiyle ESG puanını yükseltmeye çalışması. Bu durum, standartlaştırılmış ölçütler ve bağımsız denetim mekanizmalarının aciliyetini ortaya koyuyor. Ayrıca, “etik yatırımlar düşük getirili” algısı da yaygın. Oysa Morgan Stanley’in 2023 raporuna göre, ESG fonları geleneksel fonlara kıyasla benzer veya daha yüksek getiri sağlıyor.

Gelecek İçin Yol Haritası: Teknoloji ve Regülasyon

  • Blockchain ve Şeffaflık: İşlemlerin izlenebilirliği, etik finansın güven sorununu çözmede kilit rol oynayabilir. Örneğin, bir yardım kuruluşunun bağışlarının nereye harcandığı blockchain ile anlık takip edilebilir.
  • AB Taksonomisi ve Türkiye’deki Adımlar: Avrupa Birliği’nin sürdürülebilir finans sınıflandırması, küresel standartları şekillendiriyor. Türkiye’de ise 2022’de yayınlanan “Sürdürülebilir Finans Stratejisi” ile yeşil dönüşüm hedefleri belirlendi.
  • Bireysel Sorumluluk: Tüketicilerin “etik banka” tercihleri veya bireysel emeklilik sisteminde ESG fonlarına yönelmesi, sistemik değişimi hızlandırabilir.

Son Söz: Finans Sadece Rakamlardan İbaret Değildir

Etik finans, paranın gücünü insanlığın ve gezegenin iyiliği için kullanma felsefesidir. Bu model, kısa vadeli kâr hırsının uzun vadeli yıkıcı sonuçlarını dengelemek için bir fırsat sunuyor. Hem bireyler hem kurumlar, “kazanırken iyilik yapmanın” mümkün olduğunu göstermeli. Unutmayalım: Sürdürülebilir bir gelecek, bugünün finansal tercihlerine bağlı.


Bu köşe yazısı, finansal kararlarımızın dünyaya bıraktığı izleri düşünmeye davet ediyor. Çünkü her lira, bir seçimdir.