Dünya Ekonomisi 2025: Beklentiler, Riskler ve Öngörüler

Küresel Ekonominin Yeni Sınırları ve Dönüşüm Dinamikleri

2025’in ikinci ayındayız ve dünya ekonomisi birbiriyle çelişen dinamiklerin gölgesinde şekilleniyor. Pandemi sonrası toparlanma, teknolojik devrimler, iklim krizi, jeopolitik gerilimler ve artan eşitsizlikler, ekonomik geleceği belirleyen temel unsurlar olarak öne çıkıyor. Bu köşe yazısında, 2025’in ekonomik manzarasını anlamak için kritik başlıkları derinlemesine ele alacağız.

1. Büyüme Beklentileri: Teknoloji ve Yeşil Dönüşümün İtici Gücü

2025’te küresel büyümenin temel motoru, yapay zeka (AI), nesnelerin interneti (IoT) ve yenilenebilir enerji alanlarındaki atılımlar olacak. Özellikle gelişmiş ekonomilerde, dijitalleşme ve otomasyonun verimliliği artırmasıyla üretim modelleri köklü bir değişim yaşayacak. Örneğin, ABD ve Çin’in yapay zeka yarışı, ekonomik büyümeyi doğrudan etkileyecek.

Yeşil ekonomi ise yeni bir endüstriyel çağın kapılarını aralıyor. Avrupa Birliği’nin “Yeşil Mutabakat” ve ABD’nin enflasyon azaltma yasası gibi politikalar, temiz enerji altyapısına trilyonlarca dolar yatırımı tetikliyor. 2025’te kadar rüzgar ve güneş enerjisinin küresel elektrik üretimindeki payının %40’a ulaşması bekleniyor. Bu dönüşüm, yeni istihdam alanları yaratırken fosil yakıt bağımlısı ülkeleri risk altında bırakacak.

Gelişmekte olan ülkeler ise teknoloji transferi ve yeşil finansman imkanlarına erişimlerine bağlı olarak büyüme fırsatları yakalayabilir. Hindistan ve Güneydoğu Asya ülkeleri, genç nüfus ve dijital altyapı yatırımları sayesinde küresel tedarik zincirlerinde daha merkezi bir rol üstlenebilir.

2. Riskler: Borç Krizleri, Jeopolitik ve İklim Şokları

Dünya ekonomisinin 2025’te karşılaşabileceği riskler, büyüme potansiyelini tehdit ediyor:

  • Borç Krizleri: Gelişmekte olan ülkelerin toplam borç stoku 2023’te 92 trilyon doları aştı. Yüksek faiz ortamı ve doların gücü, Sri Lanka ve Pakistan gibi ülkelerde olduğu gibi borç ödeme krizlerini tetikleyebilir. IMF’nin uyarılarına rağmen, borç yapılandırma mekanizmalarının yetersizliği kırılganlığı artırıyor.
  • Jeopolitik Gerilimler: ABD-Çin rekabeti, Tayvan sorunu ve Ukrayna savaşının uzaması, tedarik zincirlerini ve enerji piyasalarını destabilize edebilir. “Friend-shoring” (dost ülkelerle tedarik) trendi, küresel ticaretin bloklaşmasına yol açarak maliyetleri artırabilir.
  • İklim Kaynaklı Şoklar: Aşırı hava olayları, tarım üretimini ve altyapıyı vurarak gıda enflasyonunu kronik hale getirebilir. Dünya Bankası’na göre, 2025’te 216 milyon insanın iklim göçüne zorlanması bekleniyor.
  • Sosyal Eşitsizlik: Teknolojik işsizlik ve enflasyon, özellikle düşük gelirli kesimleri vurarak toplumsal huzursuzlukları körükleyebilir. Fransa’daki “sarı yelekler” benzeri protestoların yaygınlaşma riski var.

3. Öngörüler: Yeni Ekonomik Düzenin Şifreleri

2025’in ekonomik tablosunu şekillendirecek üç temel trend:

A. Çok Kutuplu Dünya Ekonomisi

ABD, Çin ve Hindistan’ın öncülüğünde ekonomik güç dengeleri Asya-Pasifik’e kayacak. Çin’in “Kuşak ve Yol” projesi, Afrika ve Güney Asya’da alternatif ticaret koridorları oluştururken, BRICS ülkeleri (özellikle yuan ve rupee ile) doların hegemonyasını sorgulayacak.

B. Merkez Bankalarının Yeni Rolü

Enflasyonla mücadele için agresizleşen merkez bankaları, 2025’te dijital para birimleri (CBDC’ler) ve yeşil tahvil politikalarıyla finansal sistemi yeniden tanımlayabilir. Örneğin, Avrupa Merkez Bankası’nın dijital euro projesi, ödemeler sisteminde devrim yaratma potansiyeline sahip.

C. Bölgesel Entegrasyonlar

AB’nin yeşil dönüşümü, Afrika Kıtasal Serbest Ticaret Anlaşması (AfCFTA) ve Asya’da RCEP gibi anlaşmalar, küreselleşmenin yerini “bölgeselleşmeye” bırakabileceğinin sinyallerini veriyor.

Sonuç: İş Birliği mi, Kaos mu?

2025’te dünya ekonomisinin kaderi, politik irade, teknolojik adaptasyon ve küresel iş birliği arasındaki dengeye bağlı. Gelişmiş ülkelerin yeşil finansman ve borç hafifletme konusunda adım atması, Çin-ABD ticaret savaşlarının yumuşaması ve iklim taahhütlerinin somutlaşması kritik önem taşıyor.

Ancak jeopolitik gerilimler ve popülist politikaların yükselişi, bu iyimser senaryoyu sabote edebilir. 2025, ekonomik sistemin “ya dönüşüm ya çöküş” ikilemiyle yüzleştiği bir dönüm noktası olarak tarihe geçebilir.

Yazar Notu: Küresel ekonominin geleceği, bugün alınan kararlarla şekilleniyor. Sürdürülebilir kalkınma hedeflerine bağlılık, insanlığın en büyük sınavı olacak.

Çekince

Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, yetkili kuruluşlar tarafından kişilerin risk ve getiri tercihleri dikkate alınarak kişiye özel sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler ise genel niteliktedir. Bu tavsiyeler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir.