2025 yılı itibarıyla Donald Trump ABD başkanlığına yeniden seçildi. 2’nci dönemin küresel ekonomi ve Türkiye üzerindeki etkileri büyük bir merak konusu. Trump’ın geçmiş politikaları ve söylemleri, ikinci döneminde, (2.0 Dönemi) izleyeceği yol haritasına dair bazı ipuçları sunsa da, dünya ekonomisi ve Türkiye’nin bu dönemde karşılaşacağı olasılıklar çok daha karmaşık bir tablo sunuyor.
Küresel Ekonomi Üzerindeki Etkiler
Trump’ın ilk döneminde küresel ekonomi, özellikle ticaret savaşları ve Amerika’nın korumacı politikalarından derin bir şekilde etkilenmişti. İkinci dönemde benzer bir çizgi izlemesi muhtemel:
1. Ticaret Savaşlarının Derinleşmesi
Trump’ın Çin’e yönelik sert tutumu, ikinci dönemde daha da agresifleşebilir. Çin ile ticaret anlaşmazlıklarının yeniden tırmanması, küresel tedarik zincirlerini bozabilir. Avrupa Birliği ile de ticaret tarifeleri üzerinden yeni gerilimler yaşanabilir. Bu durum, küresel ticaret hacmini daraltarak büyümeyi yavaşlatabilir.
2. ABD Merkez Bankası (FED) ve Para Politikaları
Trump’ın FED üzerindeki baskısı, faiz oranlarının düşük tutulması yönünde devam edebilir. Bu, doların küresel değerini etkilerken gelişmekte olan piyasalar için sermaye akışı dinamiklerini değiştirebilir. Türkiye gibi yüksek dış borca sahip ülkeler, bu durumdan doğrudan etkilenebilir.
3. Petrol ve Enerji Politikaları
Trump’ın enerji sektörü üzerindeki destekleyici politikaları, petrol ve doğal gaz üretiminde yeni rekorlar getirebilir. Ancak bu, küresel enerji fiyatlarında dalgalanmalara yol açabilir ve enerji ithalatına bağımlı ülkeler için bir baskı unsuru oluşturabilir.
Türkiye’yi Bekleyen Olası Senaryolar
1. Ekonomik İşbirliği ve Ticaret İlişkileri
Trump, ilk döneminde Türkiye ile ilişkilerde dalgalı bir seyir izlemişti. S-400 hava savunma sistemi ve F-35 programı gibi konular, yaptırım tehditlerini gündeme getirmişti. İkinci dönemde de benzer stratejik meseleler gündemde olabilir. Ancak Trump’ın kişisel ilişkilerdeki pragmatik yaklaşımı, Türkiye ile işbirliği alanlarını da geliştirebilir.
2. Savunma ve Jeopolitik Dengeler
Türkiye’nin bölgesel güç konumundaki rolü, ABD’nin Orta Doğu politikaları açısından kritik bir öneme sahip. Trump, Türkiye’nin NATO içindeki rolünü vurgularken, aynı zamanda Ankara’nın Moskova ile ilişkilerinden rahatsızlık duyabilir. Bu ikilem, ilişkilerde yeni bir gerilim veya fırsat yaratabilir.
3. Döviz ve Sermaye Akışları
Trump’ın korumacı politikaları, gelişmekte olan piyasalar için risk oluşturabilir. Türkiye, döviz ihtiyacını karşılamak için daha yüksek faiz oranları sunmak zorunda kalabilir. Aynı zamanda ABD ile ekonomik ilişkilerin güçlenmesi, Türk ihracatçıları için fırsatlar da yaratabilir.
Sonuç: Fırsatlar ve Riskler Dengesi
Trump 2.0 dönemi, küresel ekonomi ve Türkiye için hem tehditler hem de fırsatlar barındırıyor. Türkiye, bu dönemde daha proaktif ve dengeli bir dış politika ile hem jeopolitik hem de ekonomik çıkarlarını korumaya çalışacaktır. Özellikle ABD ile ikili ilişkilerde, stratejik adımlar atılarak hem siyasi hem de ticari işbirliği alanları genişletilebilir. Ancak küresel belirsizliklerin artacağı bir döneme hazırlıklı olmak, tüm ülkeler için kritik öneme sahip.
Bu süreçte, Türkiye’nin diplomasi ve ekonomik reformlarla kendisini güvence altına alması gerekecek. Çünkü küresel dengeler, Trump’ın politikaları doğrultusunda yeniden şekillenebilir ve bu değişimlerden etkilenmemek mümkün olmayacaktır.










