Zirvedeki Servet, Derindeki Soru: Milyarderler Çağında Eşitsizliğin Yeni Yüzü

UBS’ye göre milyarder serveti 15,8 trilyon dolara çıktı. Artış rekor kırarken, eşitsizlik ve miras tartışmaları büyüyor.

İsviçre merkezli yatırım bankası UBS tarafından yayımlanan “Milyarder Hedefleri Raporu”, küresel servet haritasında dikkat çekici bir tabloyu ortaya koyuyor. Dalgalı piyasalara, jeopolitik gerilimlere ve politika belirsizliklerine rağmen dünya genelindeki milyarderlerin sayısı 2 bin 919’a yükselmiş durumda. Daha da çarpıcı olan ise toplam servetin 15,8 trilyon dolara ulaşarak tarihî bir zirveye yerleşmesi. Bu rakam, birçok büyük ekonominin yıllık millî gelirinden daha yüksek ve küresel düzeyde servetin ne kadar dar bir kesimde yoğunlaştığını açık biçimde gösteriyor.

Rapora göre milyarder sayısı bir yılda yüzde 8,8 artarken, servetlerdeki yüzde 13’lük yükseliş 2021’den bu yana kaydedilen en güçlü ikinci yıllık artış oldu. Teknoloji hisselerindeki yükseliş ve finansal varlık fiyatlarının genel seyrinin yukarı yönlü olması, bu büyümenin temel kaynağı olarak öne çıkıyor. Özellikle teknoloji milyarderlerinin servetinin yüzde 23,8 artarak 3 trilyon dolara ulaşması, dijital ekonominin ve yapay zekâ temelli dönüşümün kazananlarını bir kez daha gözler önüne seriyor.

Coğrafi dağılım da küresel güç dengelerinin servet üzerinden nasıl şekillendiğini yansıtıyor. Amerika kıtası, yüzde 15,5’lik artışla 7,5 trilyon dolarlık milyarder servetiyle ilk sırada yer alıyor. Asya-Pasifik bölgesi 4,2 trilyon dolar ile onu izlerken, Avrupa, Orta Doğu ve Afrika toplamda 4,1 trilyon dolarlık servete ulaşıyor. Bu tablo, ekonomik büyümenin ve sermaye birikiminin hâlâ belli merkezlerde yoğunlaştığını, gelişmekte olan bölgelerin ise daha sınırlı bir pay alabildiğini ortaya koyuyor.

Ancak raporun en dikkat çekici unsurlarından biri, servetin nasıl kazanıldığına dair veriler. Bu yıl 91 kişi, toplamda 297,8 milyar dolarlık miras sayesinde milyarderler kulübüne katıldı ve miras yoluyla aktarılan servet bir yılda yüzde 36 arttı. UBS’nin projeksiyonlarına göre önümüzdeki 15 yıl içinde milyarderlerin çocuklarına en az 5,9 trilyon dolar miras geçecek. Bu öngörü, küresel servet eşitsizliğinin gelecek nesillere nasıl taşınacağını ve ekonomik fırsatların ne ölçüde kalıtsal hâle geldiğini düşündürüyor.

Öte yandan rapor, klasik “sıfırdan zirveye” hikâyelerinin hâlâ var olduğunu da gösteriyor. 196 girişimci kendi çabalarıyla milyarder olurken, toplam servetleri 386,5 milyar dolar olarak hesaplandı. Bu veri, küresel ekonomide girişimcilik ve yenilikçiliğin hâlâ önemli bir rol oynadığını ortaya koysa da, miras kaynaklı servet artışının gölgesinde nispeten sınırlı kalıyor.

Cinsiyet dağılımı ise bir başka yapısal eşitsizliğe işaret ediyor. Dünya genelinde 2 bin 545 erkek milyardere karşılık yalnızca 374 kadın milyarder bulunuyor. Bu fark, sermayeye erişim, iş dünyasındaki fırsatlar ve toplumsal roller konusundaki eşitsizliklerin servet yapısına nasıl yansıdığını açık biçimde ortaya koyuyor.

İlginç olan nokta, böylesi bir servet artışına rağmen milyarderlerin geleceğe dair kendilerini güvende hissetmemeleri. Rapora göre tarifeler, büyük jeopolitik çatışmalar ve politika belirsizliği, milyarderlerin gelecek yıla ilişkin en büyük endişeleri arasında yer alıyor. Yani servet büyürken risk algısı da aynı hızla yükseliyor.

Sonuç olarak UBS raporu, yalnızca milyarderlerin sayısını ve servetini değil, küresel ekonomik düzenin yapısal çelişkilerini de gözler önüne seriyor. Servet hiç olmadığı kadar artıyor; ancak bu artış daha çok teknoloji, finans ve miras etrafında yoğunlaşıyor. Önümüzdeki yıllarda asıl tartışma, bu devasa servet birikiminin nasıl vergilendirileceği, kuşaklar arası eşitsizliğin nasıl yönetileceği ve ekonomik büyümenin daha geniş kitlelere nasıl yayılacağı olacak gibi görünüyor. Çünkü rakamlar yükselirken, akıllardaki soru giderek netleşiyor: Bu zenginlik, dünya için ne kadar sürdürülebilir?