Ticaret Bakanlığı tarafından açıklanan öncü verilere göre, Türkiye’nin kasım ayı dış ticaret performansı ihracattaki artışa karşın ithalattaki yükselişin etkisiyle açık vermeye devam etti. Basın toplantısında konuşan Ömer Bolat, kasım ayında dış ticaret açığının 7,8 milyar dolar olduğunu, yılın ilk 11 ayını kapsayan ocak-kasım döneminde ise açığın 82,5 milyar dolara ulaştığını duyurdu.
Açıklanan veriler ihracat cephesinde pozitif bir tabloya işaret etti. Kasım ayında mal ihracatı yıllık yüzde 2,2 artarak 22,7 milyar dolar olarak gerçekleşirken, yıllıklandırılmış bazda mal ihracatında rekor seviyeye ulaşıldığı vurgulandı. 2025 yılının ilk 11 ayında ihracatın 9 ayında aylık bazda artış kaydedilmesi, ihracattaki sürekliliğin güçlendiğine işaret etti. Aynı dönemde mal ihracatında net 8,8 milyar dolarlık, hizmetler ihracatında ise net 5,1 milyar dolarlık artış sağlandı. Kasım ayı itibarıyla yıllıklandırılmış hizmet ihracatı 122,5 milyar dolara çıkarken, mal ve hizmet ihracatının toplamı 393,1 milyar dolar seviyesine yükseldi. Ocak-kasım döneminde ihracat yıllık bazda yüzde 3,7 artarak 247,2 milyar dolar oldu.
İthalat tarafında ise artış eğilimi dikkat çekti. Kasım ayında ithalat yıllık yüzde 2,6 yükselerek 30,5 milyar dolara ulaştı. Altın ve enerji hariç ithalatın yüzde 6,1 artarak 23,3 milyar dolara çıkması, iç talep ve ara malı ihtiyacının ithalat üzerindeki etkisini ortaya koydu. Bu gelişmelerin sonucunda kasım ayında dış ticaret açığı yıllık yüzde 4 artış göstererek 7,8 milyar dolar olarak kaydedildi. Ocak-kasım döneminde dış ticaret açığı ise geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 12,4 artışla 82,5 milyar dolara yükseldi.
Genel görünüm, ihracatta rekor seviyelere ulaşılmasına rağmen ithalatın daha yüksek bir seviyede seyretmesinin dış ticaret açığını baskılamaya devam ettiğini gösteriyor. Uzmanlar, ihracattaki artış eğiliminin korunmasının olumlu olmakla birlikte, enerji bağımlılığı, altın ithalatı ve iç talep kaynaklı ithalat baskısının dengelenmesinin dış ticaret açığında kalıcı bir iyileşme için kritik olduğunu belirtiyor. Önümüzdeki dönemde küresel talep koşulları, döviz kuru gelişmeleri ve finansman maliyetleri, Türkiye’nin dış ticaret performansında belirleyici unsurlar olmaya devam edecek.
