Küresel piyasalarda yılın sonuna yaklaşılırken para politikasının yönüne ilişkin beklentiler netleşmeye başlıyor. Barclays ekonomistleri, ABD Merkez Bankası’nın aralık ayındaki toplantısında faiz indiriminin yüksek olasılık taşıdığını, ancak karar sürecinin belirgin görüş ayrılıkları eşliğinde geçeceğini öngörüyor. Bankaya göre 9-10 Aralık’ta yapılacak toplantıda 25 baz puanlık bir indirim “büyük olasılıkla” masada olacak ve piyasa fiyatlamaları şimdiden bu senaryoya yüzde 80’in üzerinde ihtimal tanımış durumda.
Ekonomistlerin değerlendirmelerine göre, kararın mimarı konumundaki Federal Reserve içinde çoğunluk indirimi destekleyecek. Fed Başkanı Jerome Powell’ın da bu adımı savunacağı, para politikasında temkinli bir gevşeme sürecine geçilmesi gerektiği görüşünü paylaşan isimlerin ağırlıkta olacağı belirtiliyor. Bu yaklaşım, enflasyondaki düşüş eğiliminin sürmesi ve ekonomik büyümenin daha dengeli bir patikaya oturtulmak istenmesiyle ilişkilendiriliyor.
Buna karşın Barclays, toplantının tam bir uzlaşı havasında geçmeyeceğine dikkat çekiyor. Bankanın analizine göre, en az iki Fed yetkilisinin daha şahin bir duruş sergileyerek faiz indirimi kararına karşı oy kullanması neredeyse kesin görünüyor. Bunun yanı sıra, kuruldan bir ya da iki ek karşı oyun gelmesi ihtimali de masada bulunuyor. Daha dikkat çekici olan ise, bazı üyelerin mevcut makroekonomik görünüme dayanarak daha büyük çaplı bir indirim talebiyle farklı yönde bir itiraz ortaya koyabileceği beklentisi. Bu tablo, Fed içinde sadece “indiririm ya da indirmem” ekseninde değil, indirimin hızı ve boyutu konusunda da ayrışmalar yaşandığını gösteriyor.
Barclays’e göre asıl kritik mesajlar ise karar sonrasında yayımlanacak metin ve Powell’ın düzenleyeceği basın toplantısında ortaya çıkacak. Banka, bu iletişimin genel çerçevede nispeten şahin bir tonda olacağını tahmin ediyor. Fed’in, aralık ayında atılacak olası bir adımın, otomatik olarak yeni bir gevşeme döngüsünün başlangıcı anlamına gelmediğini özellikle vurgulaması bekleniyor. Ocak ayında yeni bir faiz indirimi için işgücü piyasasında daha belirgin bir zayıflama görülmesi gerektiği mesajının altının çizileceği öngörülüyor.
Bu yaklaşım, Fed’in piyasalara “kontrollü ve veriye duyarlı” bir yol haritası sunma isteğiyle örtüşüyor. Finansal koşulların fazla erken gevşemesi halinde enflasyonla mücadelede kazanımların risk altına girebileceği endişesi, karar alıcıların temkinli duruşunu canlı tutuyor. Öte yandan piyasa aktörleri için aralık kararı kadar, 2026’ya uzanabilecek faiz patikasına dair sinyaller de önem taşıyor.
Barclays’in değerlendirmesi, aralık toplantısında 25 baz puanlık bir faiz indiriminin yüksek ihtimal olduğunu, ancak Fed içindeki görüş ayrılıklarının ve sert tartışmaların karar metnine ve gelecek yönlendirmesine yansıyabileceğini ortaya koyuyor. Bu durum, piyasalar açısından hem kararın kendisini hem de satır aralarında verilecek mesajları daha da kritik hale getiriyor.
