Yılın Son Virajı: Merkez’in Aralık Hamlesi ve 2026’ya Bakış
Ekonomi yönetiminde takvim yaprakları hızla değişirken, piyasaların nabzı bir kez daha Ankara’da atıyor. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) kasım ayını “pas” geçerek toplantı yapmaması, dikkatleri ve birikmiş beklentiyi tamamen yılın son ayına odakladı. Kasım ayındaki bu sessizlik, fırtına öncesi sessizlikten ziyade, verileri sindirme ve yıl sonu stratejisini belirleme molası olarak okunabilir. Şimdi tüm gözler, 2025’in finalini yapacak olan o kritik tarihe, 11 Aralık Perşembe gününe çevrilmiş durumda. Saatler 14.00’ü gösterdiğinde açıklanacak karar, sadece aralık ayının değil, 2026’nın ilk çeyreğinin de para politikası rotasını çizecek.
Piyasa oyuncuları ve ekonomi çevreleri arasında hakim olan hava, Merkez Bankası’nın “gevşeme” patikasında ilerlemeye devam edeceği yönünde. Bir önceki toplantıda gerçekleştirilen 100 baz puanlık indirim, aslında bu patikanın ilk taşlarının döşendiğini göstermişti. Şimdi masadaki soru “İndirim olacak mı?”dan ziyade, “İndirim serisi aynı hızda sürecek mi?” şekline evrildi. Ekim ayı enflasyon verilerinin beklentilerin altında gelmesi, Merkez Bankası’nın elini rahatlatan en önemli koz olarak öne çıkıyor. Enflasyondaki bu ılımlı seyir, faiz indirimi konusunda yönetimi cesaretlendirirken, reel sektörün finansmana erişim maliyetlerini düşürme talebiyle de örtüşüyor. Genel konsensüs, TCMB’nin bu alanı kullanarak politika faizinde 100 baz puanlık bir indirime daha gideceği yönünde şekilleniyor.
Ancak bu toplantıyı sadece bir faiz oranı belirleme süreci olarak görmek eksik bir okuma olur. Aralık kararı, aynı zamanda 2025 yılı boyunca uygulanan sıkı para politikası ile hedeflenen dengelenmenin, 2026 yılında yerini kademeli bir büyümeye bırakıp bırakmayacağının da sinyali olacak. Kasım ayının boş geçilmesi, Kurul’un verileri daha geniş bir perspektifte analiz etmesine olanak tanıdı. Eğer beklendiği gibi bir indirim gelirse, bu durum piyasalara “Enflasyonla mücadelede tünelin ucu göründü, şimdi çarkları biraz daha hızlandırma zamanı” mesajı verecektir. Bu hamle, kredi faizlerinden mevduat getirilerine kadar tüm bankacılık sistemini domine edecek ve yeni yıl bütçelerini yapan şirketler için belirleyici bir parametre olacaktır.
Sonuç olarak, 11 Aralık’taki toplantı teknik bir faiz ayarlamasından çok daha fazlasını ifade ediyor. Enflasyonun ateşinin düştüğü bir ortamda, Merkez Bankası’nın büyüme ve fiyat istikrarı arasındaki hassas teraziyi nasıl dengeleyeceği merak konusu. 100 baz puanlık olası bir indirim, piyasalara yıl sonu hediyesi gibi görünse de, asıl önemli olan karar metninde 2026 yılına dair verilecek “sözlü yönlendirme” mesajları olacaktır. Ekonomi yönetimi, bu kararla birlikte 2025 defterini kapatırken, gelecek yılın hikayesini de yazmaya başlayacak.
