Yapay Zekâ Yatırımları ve Jeopolitik Dengeler Para Birimlerini Yeniden Şekillendirebilir
Küresel döviz piyasalarında son dönemde öne çıkan tartışmalardan biri, ABD dolarının orta vadeli görünümü. Barclays Research tarafından yayımlanan yeni rapor, 2026 yılının dolar açısından oldukça güçlü geçebileceğine işaret ediyor. Banka, doların destek bulacağı temel faktörler arasında yapay zekâ odaklı yatırımların hızlanması, jeopolitik ortamda nispi istikrarın sağlanması ve ticaret gerilimlerinin azalmasını gösteriyor. Bu değerlendirme, son aylarda doların küresel piyasalarda dalgalı ancak dirençli seyrinin arka planına da önemli bir açıklama sunuyor.
Barclays’e göre ABD’nin yapay zekâ yatırımlarına yönelik kapsamlı stratejisi, önümüzdeki yıllarda ülkenin ekonomik rekabet gücünü artıracak en kritik unsur olabilir. Banka, bu yatırım trendinin yalnızca teknoloji sektörünü değil, aynı zamanda finans, üretim ve hizmet gibi geniş bir yelpazeyi dönüştürme potansiyeline sahip olduğunu vurguluyor. Böyle bir dönüşümün ABD ekonomisine dayanıklılık kazandıracağı ve doların küresel konumunu yapısal açıdan güçlendireceği belirtiliyor. Raporda kullanılan “dönüştürücü potansiyel” ifadesi, mevcut ekonomik yönelimlerin gelecekte ne denli geniş çaplı yansımalar doğurabileceğinin altını çiziyor.
Doları destekleyen bir diğer faktör, Fed bağımsızlığına yönelik tartışmaların zayıflaması olarak öne çıkıyor. Uzun süredir devam eden para politikası tartışmalarında Fed yönetimine yönelik siyasi baskı iddiaları gündemde olsa da Barclays, 2026’ya doğru bu belirsizliğin azaldığını ve kurumsal istikrarın güçlenmesinin dolar açısından olumlu bir temel oluşturduğunu belirtiyor. Buna ek olarak, tarifeler üzerinden oluşan ticaret risklerinin hafiflemesi ve ABD’nin mali teşvik politikalarını sürdürme potansiyeli de doların uzun vadeli pozisyonunu güçlendiren unsurlar arasında değerlendiriliyor.
Barclays raporunda özellikle USD/JPY paritesine dikkat çekiliyor. Banka, piyasalarda risk iştahının azaldığı senaryolarda bile doların yen karşısında güçlü kalacağını öngörüyor. Bu durum, Japonya Merkez Bankası’nın (BoJ) para politikasındaki sınırlı alanı ve yen üzerindeki baskının devam etmesini teyit ediyor. BoJ’un olası döviz müdahaleleri gündemde olsa da, yenin kırılganlığının küresel döviz piyasalarında yüksek oynaklığa zemin hazırlayacağı tahmin ediliyor. Bu süreçte, gelişmekte olan ülke para birimlerinin ise dolar karşısında daha kırılgan bir görünüm sergilemeye devam edeceği belirtiliyor.
Piyasa verileri incelendiğinde doların güçlü konumunun kısa vadede de değişmediği görülüyor. Dolar endeksi DXY, 100,15 seviyesinde sabit seyrini korurken, EUR/USD paritesi 1,1520 düzeyinde işlem görüyor. Fed’e yönelik faiz indirimi beklentilerinde son günlerde bir zayıflama yaşansa da, New York Fed Başkanı John Williams’ın indirime açık kapı bırakan açıklamaları dikkat çekti. Ancak piyasa, bu açıklamalara sınırlı bir fiyatlama tepkisi verdi. Bu durum, yatırımcıların kısa vadeli para politikası sinyallerinden çok yapısal unsurlara odaklandığını gösteriyor.
Doların yüksek seviyelerde kalması, altın fiyatları üzerinde baskı yaratmayı sürdürüyor. Aralık ayı için faiz indirimi olasılığının düşmesi, altın gibi faiz getirisi olmayan varlıklara yönelik talebi azaltarak fiyatlarda gerilemeye yol açtı. CME FedWatch Tool verilerine göre Fed’in yıl sonunda faiz indirmesi ihtimali %74’ten %69’a düşmüş durumda. Bu değişim, altının güvenli liman rolünü korumasına rağmen yatırımcıların şimdilik doları tercih ettiğini ortaya koyuyor. Faiz indirimi beklentisi ne kadar zayıflarsa, altının performansı da o kadar sınırlanıyor.
Tüm bu göstergeler ışığında Barclays’in 2026 dolar senaryosu, küresel ekonomik dinamiklerin dönüşümüne işaret eden önemli sinyaller barındırıyor. ABD’nin yapay zekâ yatırımları, politika istikrarı ve ticaretteki tansiyonun düşmesi gibi yapısal unsurlar, doların önümüzdeki yıllarda da rezerv para birimi olarak güçlü konumunu sürdürebileceği bir zemini oluşturuyor. Bunun yanı sıra, Japon yeni üzerindeki baskılar ve gelişmekte olan ülke para birimlerinin kırılganlığı küresel döviz piyasalarında volatilitenin devam edeceğini gösteriyor.
Orta vadeli görünüm, doların yeniden güç kazanan makro temellerle desteklendiği bir dönemin kapıda olduğuna işaret ediyor. Piyasalar açısından bu süreç, hem döviz stratejileri hem de emtia fiyatlamaları üzerinde belirleyici bir rol oynayabilir.










