El Salvador’un Bitcoin Stratejisinde Yeni Perde: Büyük Alımlar, Büyük Soru İşaretleri

El Salvador, rekor Bitcoin alımlarıyla IMF ile gerilimi artırırken, agresif stratejisi küresel kripto dünyasında tartışma yaratıyor.

El Salvador son günlerde yeniden küresel kripto gündeminin merkezine oturdu. Devlet Başkanı Nayib Bukele yönetimindeki ülke, Bitcoin fiyatının 90 bin doların altına çekildiği dönemi fırsat bilerek rekor seviyede BTC alımı gerçekleştirdi. Maliye Bakanlığı verilerine göre ülkenin toplam Bitcoin varlığı 7.474,37 BTC seviyesine ulaştı. Bu rakam yalnızca bir yatırım portföyünü değil, aynı zamanda bir devletin ekonomik yönelimini ve uluslararası kurumlarla ilişkilerindeki gerilimi de gösteren stratejik bir göstergedir.

Son 7 günde yapılan 1.098,19 BTC’lik birikim, son 30 günde eklenen toplam 1.121,19 BTC’lik büyüme ve pazartesi akşamı gerçekleşen tek seferlik 1.090 BTC’lik alım, bugüne kadar atılan en büyük adımlardan biri oldu. Değer olarak bakıldığında bu, yaklaşık 100 milyon dolarlık bir satın alma anlamına geliyor. Bukele’nin X üzerinden paylaştığı ekran görüntüsü alımı doğrularken, El Salvador’un Bitcoin portföyü yaklaşık 685 milyon dolara ulaştı.

Bu tablo, Bitcoin’in resmi para birimi ilan edildiği 2021 yılından bu yana izlenen stratejinin kararlılıkla sürdüğünü ortaya koyuyor. Özellikle fiyat düşüşlerinde agresif şekilde pozisyon açılması, hükümetin “dipten al” stratejisini kurumsal seviyeye taşıdığını gösteriyor. Ancak bu adımların her biri kendi içinde ciddi siyasi ve ekonomik tartışmaları da beraberinde getiriyor.

IMF ile imzalanan 1,4 milyar dolarlık kredi anlaşması, bu tartışmaların merkezinde yer alıyor. Anlaşmanın önemli maddelerinden biri, kamu sektörünün yeni Bitcoin alımı yapmamasını şart koşuyordu. Bu nedenle El Salvador’un son dev alımı, yalnızca teknik bir yatırım kararı değil, uluslararası bir sözleşmenin ruhuna doğrudan meydan okuma olarak değerlendiriliyor.

Resmi makamlar, özellikle temmuz ayında, Şubat ayından bu yana yeni BTC alımı yapılmadığını belirtmişti. Ancak hem Bukele’nin açıklamaları hem de Bitcoin Ofisi tarafından paylaşılan blockchain kayıtları, bu iddiayla çelişiyor. Bitcoin Ofisi Direktörü Stacy Herbert’in “Bazı kişiler IMF sözlerine inanıyor, biz ise blockchain üzerinde kayıtlı alımlarımıza” ifadesi, hükümetin söylemi ile uluslararası kurumların talepleri arasındaki uçurumu net şekilde ortaya koyuyor.

Bu çelişki, El Salvador’un ekonomik modelini küresel sistemin geleneksel yapılarıyla karşı karşıya getiriyor. IMF, bir ülkenin finansal istikrarını sağlamayı amaçlayarak riskli varlıkların devlet bilançolarında aşırı yer almasını istemezken; Bukele yönetimi Bitcoin’in uzun vadeli potansiyeline güvenerek bu varlığı ulusal stratejinin merkezine yerleştirmekte ısrar ediyor.

Bu stratejinin olumlu tarafı, El Salvador’un Bitcoin fiyatının her düşüşünde maliyet düşürerek ortalama birim fiyatını aşağı çekmesi. Eğer BTC uzun vadede yükselirse, bu durum ülkeyi önemli bir kazanç pozisyonuna taşıyabilir. Aynı şekilde ülke, küresel finansal sistem içinde alternatif bir yapıyı benimseyerek teknoloji odaklı bir kimlik inşa etmeye çalışıyor. Bu, küçük bir Orta Amerika ülkesi için sıra dışı bir ekonomik marka stratejisi.

Fakat diğer yandan bu tercih ülkenin makroekonomik kırılganlığını artırabilir. IMF ile yaşanan gerilim, kredi anlaşmasının geleceğini belirsiz hale getirirken yatırımcı algısını da etkiliyor. Uluslararası finans kuruluşlarıyla çatışmaya giren bir ülkenin risk primi yükselir, bu da borçlanma maliyetlerini artırır. Bitcoin fiyatının volatil yapısı da ayrı bir risk unsuru olarak dikkate alınmalı.

Bir diğer sorun, kamuoyuna yapılan açıklamalar ile gerçek işlemler arasında görülen tutarsızlık. Bir devletin şeffaflık konusunda güven kaybetmesi, ekonomi kadar siyaset üzerinde de olumsuz etkiler yaratabilir. Bukele’nin güçlü liderlik imajı bu tür adımlarla pekişiyor gibi görünse de, dış dünyada bu durum istikrardan ziyade agresif ve öngörülemez bir politika olarak yorumlanabiliyor.

Sonuç olarak El Salvador’un Bitcoin yolculuğu, sadece bir yatırım hikâyesi değil; aynı zamanda ulusal egemenlik, ekonomik bağımsızlık, uluslararası ilişkiler ve teknoloji vizyonu gibi çok katmanlı bir sürecin parçası. Ülke, tarihe geçecek kadar radikal bir karar alarak Bitcoin’i resmi para birimi yaptı ve bu tercihten geri adım atmaya niyetli görünmüyor. Bugün yapılan büyük alımlar bu kararlılığın yeni bir göstergesi.

Gelecekte bu stratejinin meyvelerini verip vermeyeceğini Bitcoin’in uzun vadeli performansı belirleyecek. Ancak kesin olan bir şey var: El Salvador, geleneksel ekonomi politikalarının dışına çıkarak küresel sahnede benzersiz bir deneyin merkezine yerleşmiş durumda. Eğer Bitcoin küresel ölçekte kabulünü artırırsa bugünün tartışmalı kararları yarının tarihi vizyonu olarak kayda geçebilir. Ancak aksi senaryoda bu tercih, ülkenin yükünü daha da ağırlaştırabilir. Bu nedenle dünya, El Salvador’un Bitcoin defterinin gelecek sayfalarını dikkatle izlemeye devam edecek.