Türkiye’de artan elektronik ödeme dolandırıcılıklarına karşı hükümet, finansal güvenliği güçlendirecek kritik bir adım atıyor. Yeni düzenlemeyle birlikte bankacılık ve dijital ödeme sistemlerinde biyometrik kimlik doğrulama dönemi başlıyor. Yüz tanıma, parmak izi, ses ve göz retinası gibi kişiye özgü biyometrik veriler, kredi kartı ve dijital ödeme işlemlerinin doğrulanmasında kullanılabilecek. Bu uygulama, hem fiziksel hem de çevrim içi ödemelerde güvenliği bir üst seviyeye taşımayı hedefliyor.
Hazırlanan düzenleme kapsamında, Ödeme Hizmetleri ve Elektronik Para Kuruluşları Kanunu’nda değişiklik yapılacak ve bankalara müşterilerinin kimliklerine biyometrik verileri entegre etme yetkisi verilecek. Böylece kullanıcıların bilgileri kopyalanarak hesapların boşaltılması gibi yaygın dijital dolandırıcılık yöntemlerinin önüne geçilmesi amaçlanıyor. Özellikle kart şifrelerinin ele geçirilmesi, oltalama (phishing) saldırıları ve sahte çağrı merkezi vakaları gibi yöntemlere karşı biyometrik doğrulamanın caydırıcı bir etki oluşturacağı değerlendiriliyor.
Yeni sistem, sadece güvenliği artırmakla kalmayacak, aynı zamanda işlem hızını da yükseltecek. Kullanıcılar, mobil bankacılık ya da POS cihazları üzerinden gerçekleştirdikleri ödeme işlemlerinde parmak izi veya yüz tanıma gibi yöntemlerle çok daha hızlı şekilde doğrulama yapabilecek. Dijital ödeme ekosisteminin büyüdüğü bir dönemde, bu teknolojiler bankacılık hizmetlerinin daha modern ve güvenli hale gelmesine katkı sağlayacak.
Düzenlemenin önemli bir ayağını ise 65 yaş üstü kullanıcılar oluşturuyor. Akıllı telefon kullanım oranının düşük olduğu bu grupta ses tanıma teknolojisi devreye alınacak. Sesle kimlik doğrulama sistemi, özellikle yaşlı bireyleri hedef alan telefon dolandırıcılıklarının önlenmesinde kritik fayda sağlayacak. Bu yöntem, kullanımı kolay ve ek bir cihaz gerektirmediği için yaşlı nüfus için pratik bir çözüm olarak görülüyor.
Yeni biyometrik doğrulama düzenlemesinin, 11’inci Yargı Paketi çerçevesinde Meclis gündemine gelmesi bekleniyor. Finans ve teknoloji uzmanları, bu adımın Türkiye’nin dijital güvenlik standartlarını uluslararası seviyeye taşıyabileceğini belirtiyor. Ayrıca, biyometrik sistemlerin doğru şekilde korunması ve kişisel verilerin güvenli biçimde saklanması gerektiğine dikkat çekiliyor. Bu nedenle düzenlemenin, KVKK ve uluslararası veri güvenliği standartlarıyla uyumlu şekilde hayata geçirilmesi önem taşıyor.
Uzmanlara göre, biyometrik doğrulama teknolojilerinin yaygınlaşmasıyla birlikte bankacılık sektöründe hem sahtecilik vakalarında azalma hem de müşteri güveninde artış yaşanması muhtemel. Ancak teknoloji ne kadar gelişmiş olursa olsun, kullanıcıların da bilinçli olması gerektiği vurgulanıyor. Dolandırıcılara kişisel bilgi vermemek, sahte aramalara karşı dikkatli olmak ve bankaların resmi iletişim kanallarını kullanmak hâlâ kritik öneme sahip.
