Sermaye piyasalarında manipülasyon ve piyasa dolandırıcılığıyla mücadeleye yönelik düzenlemelerde önemli bir değişim kapıda. Hazine ve Maliye Bakanlığı ile Sermaye Piyasası Kurulu (SPK), yatırımcıyı korumak ve piyasa güvenliğini artırmak amacıyla cezai yaptırımların kapsamını genişleten ve sınırlarını yükselten bir yasa paketi üzerinde çalışıyor. Bu yeni düzenlemelerle birlikte, manipülasyon fiillerine karşı hem hapis cezalarının hem de idari para cezalarının alt ve üst sınırlarının ciddi şekilde artırılması hedefleniyor. Böylece uzun süredir eleştirilen “yetersiz caydırıcılık” sorununun giderilmesi amaçlanıyor.
SPK’nın gözetim birimleri tarafından yürütülen denetimlerde son yıllarda özellikle yatırım fonları üzerinden yapılan işlemlerle hukuka aykırı piyasa faaliyetlerinin arttığı görülüyor. Tüzel kişiliği bulunmayan fonlar, yasal boşluklar nedeniyle manipülatif hareketlerde bir araç olarak kullanılabiliyor ve bu durum cezai süreçlerin uygulanmasını zorlaştırıyordu. Yeni düzenlemede bu açık kapatılıyor ve yatırım fonları aracılığıyla yapılan işlemler açık şekilde piyasa dolandırıcılığı kapsamına alınarak sorumlulara yaptırım uygulanmasının önü açılıyor. Bu yaklaşım, son dönemde artan fon bazlı manipülatif hareketlere güçlü bir yanıt niteliği taşıyor.
Piyasa dolandırıcılığı suçlarında mevcut cezaların artırılması, düzenlemenin en kritik başlıklarından biri. Mevcut kanunda 3 ila 5 yıl arasında değişen hapis cezası, yeni düzenleme ile daha yüksek bir alt-üst bantta konumlandırılacak. Bu artış, yalnızca suçun ciddiyetine uygun bir yaptırım uygulamakla kalmayacak, aynı zamanda potansiyel manipülatörlere karşı güçlü bir caydırıcı sinyal verecek. Etkin pişmanlık uygulamalarında hazineye ödenmesi gereken tutarın 500 bin liralık alt sınırının yukarı çekilmesi de suistimalin önüne geçmeyi hedefliyor.
Benzer şekilde, piyasa bozucu eylemlere yönelik idari para cezalarının da hem alt hem de üst limitleri artırılacak. Böylece küçük yatırımcıyı zarara uğratan yanıltıcı işlemler ya da yanlış bilgilendirme gibi fiillere karşı daha sert bir yaptırım mekanizması kurulmuş olacak. Bu eylemlerde fonların kötüye kullanımına karşı açık hüküm getirilmesi ise regülasyonun en modernize tarafı olarak öne çıkıyor.
Düzenlemenin önemli bir yeniliği de birlikte hareket eden, suç fiiline iştirak eden veya makul şüphe oluşturacak şekilde ilişkilendirilen kişilerin de tedbir kapsamına alınacak olması. Bu değişiklik, manipülasyon zincirlerinde yalnızca asıl failleri değil, onlara destek veren veya yönlendiren kişi ve fonları da kapsayacak daha geniş bir denetim çerçevesi oluşturacak.
Türkiye sermaye piyasaları uzun süredir manipülasyon şikâyetleri, yatırımcı mağduriyetleri ve hızlı fiyat hareketlerinden kaynaklanan güven erozyonuyla karşı karşıya. Bu yeni düzenleme, piyasayı güçlendirme iddiasına sahip en kapsamlı adımlardan biri olarak değerlendiriliyor. Ancak düzenlemelerin etkisini belirleyecek asıl unsur, yalnızca cezaların artırılması değil, bu cezaların uygulanmasındaki kararlılık olacak. Piyasa oyuncularının uzun süredir beklediği bu adım, eğer etkin şekilde hayata geçirilirse Türkiye’de sermaye piyasalarının güvenilirliğine önemli bir katkı sağlayabilir.










