Altında Güvenli Liman Arayışı ve Küresel Dengelerin Yeniden Kuruluşu

Güvenli liman tanımı her dönem yeniden yapılır, ancak bazı varlıklar sınavlardan her seferinde daha güçlü çıkar.

Küresel piyasalarda risk iştahının hızla gerilediği, hisse senetlerinin sert satışlarla karşılaştığı ve yatırımcı psikolojisinin savunma hattına çekildiği bir döneme yeniden girmiş bulunuyoruz. Son bir ayın en sert düşüşünü yaşayan borsalar, Fed cephesinden gelen temkinli tonun etkisiyle belirsizlik sarmalına girdi. Tam da bu atmosferde yatırımcıların klasik refleksi devreye girdi: güvenli liman arayışı. Bu kez adres yine altın oldu.

Ons altın, önceki seansta yaklaşık %2’lik düşüşün ardından bu sabah 4.000 dolar eşiğine doğru güçlü bir toparlanma gerçekleştirdi. Gün içinde 3.973 doları gören fiyatlar, %0,77’lik artışla 3.969 dolar seviyelerinde dengeleniyor. Analistler, 4.014 dolar seviyesinin geçilmesi durumunda 4.050 dolar bandına doğru bir hareketin olası olduğunu belirtirken, yeni satış dalgasında 3.932 dolar desteğinin kritik önem taşıdığı görüşünde. Görünen o ki altın, kısa vadede veri akışına ve Fed mesajlarına son derece duyarlı bir bant hareketi içinde olacak.

Son dönemde yaşanan düzeltme, yıl başından bu yana yaklaşık %50 yükselen bir varlık için şaşırtıcı değil. Bu kadar hızlı bir değer artışı sonrası, kâr satışlarının ve ETF çıkışlarının fiyatları bir miktar geri çekmesi olağan bir nefeslenme alanı yaratıyor. Ancak bu geri çekilmenin ardında yapısal talep dinamiklerinin hâlâ güçlü olduğu bir gerçek. Resmi sektör alımları, özellikle merkez bankalarının portföy çeşitlendirme stratejisinde altının öneminin artması, özel yatırımcı talebinin süregelen canlılığı ve jeopolitik riskler fiyatların ana destek unsurlarını oluşturuyor.

Fed’in Aralık toplantısına yönelik belirsizlik de altını destekleyen başka bir temel faktör. Üç Fed yetkilisinin sınırlı faiz indirimi mesajları, piyasalarda kafa karışıklığını artırırken, faizlerin zirveye yakın seyrettiği ve iniş yolculuğunun sınırlı adımlarla ilerleyeceği beklentisi altını yeniden cazip kılıyor. Bu hafta St. Louis Fed Başkanı Alberto Musalem’in açıklamaları dahil olmak üzere yeni sinyaller takip edilecek. Para politikası söyleminde netleşme sağlanana dek altındaki oynaklık kaçınılmaz görünüyor.

Çin’deki perakende talebine ilişkin soru işaretleri de fiyat hareketlerine eşlik eden bir başka unsur. Dünyanın en büyük fiziki altın tüketicilerinden biri olan Çin’de ekonomik toparlanmanın zayıf seyretmesi, talep temposunu dönem dönem baskılıyor. Buna karşın, merkez bankalarının rezerv tercihlerinde doların kademeli zayıflaması ve rezerv çeşitlendirme eğilimi altın için güçlü bir stratejik temel oluşturmaya devam ediyor.

Özetle; altının 3.800–4.050 dolar bandında konsolide olması, mevcut küresel denklemin doğal sonucu. Kısa vadede jeopolitik riskler, Fed mesajları ve ETF hareketleri fiyatlamayı yönlendirecek. Ancak orta ve uzun vadede merkez bankası talebi, finansal sistem belirsizlikleri, borç dinamikleri ve jeopolitik kırılganlıklar altının hikâyesini güçlü tutuyor.

Bu tablo, altının yalnızca bir yatırım aracı değil, aynı zamanda küresel ekonomik tansiyonun barometresi olduğunu bir kez daha gösteriyor. Güvenli liman tanımı her dönem yeniden yapılır, ancak bazı varlıklar sınavlardan her seferinde daha güçlü çıkar. Altın, bu dönüşümün en kadim ortağı olarak yeniden sahnede. Şimdi yatırımcılar için temel soru, bu trendin geçici bir sığınma refleksi mi, yoksa yeni bir fiyat paradigmasının başlangıcı mı olduğudur. Mevcut konjonktür, ikinci ihtimali göz ardı etmenin pek akılcı olmadığını söylüyor.