Borsada Rüzgar Artık Yukarı Esiyor

Mevcut denge korunur, piyasalara güven mesajı verilmeye devam edilirse, 2025’e doğru borsa için yeni rekorların kapısı aralanmış olabilir.

Borsa İstanbul uzun süredir siyasi ve makroekonomik belirsizliklerin baskısı altındaydı. Ancak son dönemde yaşanan gelişmeler, bu baskının büyük ölçüde azaldığını ve piyasanın yeniden ivme kazanabileceği bir döneme girildiğini gösteriyor. Artık yatırımcıların önünde, yukarı yönlü hareketi destekleyecek güçlü bir zemin bulunuyor.

Öncelikle, uzun zamandır piyasaların yakından izlediği CHP davasının borsa lehine sonuçlanmasıyla birlikte, belirsizlik bulutlarının önemli bir kısmı dağılmış durumda. Bu gelişme, yabancı yatırımcı açısından da Türkiye piyasalarına dair algıyı olumlu yönde etkileyebilecek bir adım oldu. Siyasi risk primi azaldıkça, hem sermaye girişi kolaylaşacak hem de mevcut yatırımcılar açısından güven ortamı pekişecektir.

Bununla birlikte, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın son Para Politikası Kurulu toplantısında aldığı faiz indirimi kararı da piyasalar açısından oldukça olumlu bir sinyal olarak değerlendiriliyor. Politika faizinin 100 baz puan düşürülerek %39,5 seviyesine çekilmesi, tam da piyasa beklentileriyle örtüşen ve dengeli bir adım olarak öne çıkıyor. Bu karar, hem kur tarafında ani bir oynaklığa neden olmayacak kadar ölçülü, hem de reel sektörün üzerindeki finansman baskısını hafifletecek kadar destekleyici nitelikte. Şirketler açısından bu indirim, özellikle yıl sonuna kadar nakit akışı ve yatırım planlamalarında bir rahatlama sağlayacaktır.

Enflasyon cephesinde ise tablo hâlâ zorlu olsa da kontrolün kaybedilmediğini söylemek mümkün. Fiyat artış hızındaki yavaşlama, en azından beklentilerin çıpasını koruyor. Bu durum, hem tüketici hem de yatırımcı güvenini artıran bir unsur olarak öne çıkıyor. Enflasyonun bir süre daha yüksek seyretmesi beklenmekle birlikte, mevcut politikaların etkisiyle fiyat istikrarına yönelik adımların devam ettiği görülüyor.

Piyasa açısından bir diğer önemli destek unsuru ise üçüncü çeyrek bilançolarının güçlü gelmesi oldu. Özellikle bankacılık, sanayi ve ihracat odaklı şirketlerde kârlılık artışları dikkat çekiyor. Bu, hem hisse bazlı hareketleri hızlandıran hem de endeksin genel yönünü yukarı taşıyan bir unsur. Yatırımcılar artık daha net bir şekilde “şirket değeri” odaklı fiyatlamalara dönebiliyor.

Tüm bu gelişmeler ışığında, Borsa İstanbul’un önündeki görünüm oldukça pozitif. Teknik anlamda yıl sonuna kadar 12.500 ve 14.000 seviyeleri hedef olarak öne çıkıyor. Bu hedefler sadece teknik analizle değil, aynı zamanda makroekonomik dengelerin de normalleşmesiyle destekleniyor. Piyasa üzerindeki politik ve ekonomik yüklerin kalktığı, faiz indirimiyle birlikte şirketlerin nefes aldığı bir ortamda, yukarı yönlü potansiyelin giderek güçlendiğini söyleyebiliriz.

Elbette küresel piyasalarda yaşanabilecek ani gelişmeler, jeopolitik riskler veya enerji fiyatlarında beklenmedik sıçramalar gibi unsurlar hâlâ dikkatle izlenmeli. Ancak mevcut tablo, uzun bir süredir görülmeyen bir istikrar alanının oluştuğunu gösteriyor. Bu dönemde yatırımcılar için sabır ve seçicilik ön plana çıkıyor.

Sonuç olarak, borsada rüzgar artık yukarıdan esiyor. Hem siyasi hem ekonomik tarafta belirsizliklerin azalması, güçlü bilançolarla birleştiğinde, Borsa İstanbul’un yeni bir yükseliş trendine girdiğini net biçimde söylemek mümkün. Eğer mevcut politik ve ekonomik denge korunur, piyasalara güven mesajı verilmeye devam edilirse, 2026’ya doğru borsa için yeni rekorların kapısı aralanmış olabilir.