Kazanmak İçin Kandırmak: Daha Büyük Aptal Teorisi

Kazananlar, balon patlamadan masadan kalkanlardır. Kaybedenlerse, en son halka giren “daha büyük aptallardır”.

Kazanmak için kandırmak… Modern finansın en sinsi ama en etkili mekanizmalarından biri bazen tam da budur. Rasyonel fiyatlamanın yerini coşku, beklenti ve başkalarının daha yüksek fiyat ödeyeceği inancı aldığında piyasa bir oyun alanına dönüşür. Bu oyunda kazananlar kadar kaybedenler de olur, ama en çok konuşulanlar genellikle erken çıkanlardır. İşte bu oyunun temelini oluşturan kavramlardan biri The Greater Fool Theory, yani Daha Büyük Aptal Teorisi’dir.

Bu teoriye göre bir yatırımcı, bir varlığı gerçek değerinden bağımsız olarak daha yüksek fiyata satabileceğine inanıyorsa, onu almaktan çekinmez. Çünkü önemli olan varlığın gerçek değeri değil, onu ondan daha yüksek fiyata satın alacak “daha büyük bir aptalın” var olduğuna dair beklentidir. Bu psikoloji, finansal balonların oluşmasında en belirleyici unsurlardan biridir. İnsanlar kazançlarını artırmak için risk alır, risk büyüdükçe oyun daha tehlikeli bir hale gelir. Ama oyunun en başında herkes kazandığını zanneder.

Finansal tarih, bu teorinin sahneye çıktığı sayısız örnekle doludur. Hollanda’daki lale çılgınlığı, 2000’lerdeki dot-com balonu ya da 2008 öncesi konut piyasası gibi dönemlerde yatırımcılar, varlıkların fiyatlarının sonsuza kadar artacağına inandılar. Kimse balonun patlayacağını düşünmek istemedi çünkü herkes elindeki varlığı bir başkasına daha yüksek fiyata satabileceğini sanıyordu. Bu sırada fiyatlar, varlıkların içsel değerinden koparak hayali bir düzleme taşındı. Oyun süresince herkes akıllı olduğunu düşündü, ta ki ortada satacak daha büyük bir aptal kalmayana kadar.

Bu teoriyi tehlikeli kılan şey, yatırım kararlarının ekonomik gerçeklere değil, kitle psikolojisine dayanmasıdır. İnsanlar fırsatı kaçırma korkusuyla birbirlerini izler, kalabalığın davranışlarını rasyonel bir veriymiş gibi yorumlar. Bir kişi alır, ardından bir diğeri, sonra bir başkası… ve kısa sürede fiyatlar yükselirken herkes bu yükselişi “normal” saymaya başlar. Bu süreçte temkinli sesler bastırılır, uyarılar göz ardı edilir. Çünkü piyasada iyimserlik bulaşıcıdır.

Daha Büyük Aptal Teorisi, sadece bireysel yatırımcıları değil, büyük fonları, şirketleri ve bazen devletleri bile etkisi altına alabilir. Çünkü balonlar büyüdükçe kazançlar da büyür ve herkes bir süreliğine zenginleştiğini zanneder. Fakat oyun kaçınılmaz olarak bir noktada sona erer. Daha yüksek fiyata alıcı bulamayan yatırımcılar elde patlayan varlıklarla baş başa kalır. Balon patladığında ise piyasa birden rasyonelleşir. Herkes bir anda aynı soruyu sormaya başlar: “Bu varlık neden bu kadar değerliydi?”

Bu teorinin yarattığı psikolojik döngü oldukça basittir ama güçlüdür. Birinci aşama merak, ikinci aşama katılım, üçüncü aşama coşku, dördüncü aşama kör inanç ve son aşama panik. İnsanlar yükselişin sonsuza kadar süreceğini sanarak birbirlerini besleyen bir döngü oluşturur. Yükselen fiyatlar yükselen talebi, yükselen talep de daha da yükselen fiyatları getirir. Ancak zincirin en zayıf halkası kırıldığında her şey çöküşe döner.

Kazanmak için kandırmanın bu kadar etkili olmasının nedeni insan doğasındaki açgözlülük, rekabet ve fırsatı kaçırma korkusudur. İnsanlar kolay kazanca, hızlı yükselişe ve kalabalığın güvenine inanmayı sever. The Greater Fool Theory bu zaafların hepsini kullanır. Ve bu yüzden, finansal piyasalarda defalarca sahne almış ve her seferinde milyonlarca insanı etkilemiştir.

Sonunda kazananlar, balon patlamadan masadan kalkanlardır. Kaybedenlerse, en son halka giren “daha büyük aptallardır”. Modern finansın bu ince tuzağı, hiçbir matematiksel formülle tam olarak ölçülemez çünkü tamamen insan psikolojisine dayanır. Piyasalarda rasyonel olmak kadar önemli olan bir diğer beceri de, başkalarının irrasyonelliğini tanıyabilmektir. Kazanmak için kandırmanın oyunu bu farkındalığı olmayanları cezalandırır, uyanık olanları ise ödüllendirir.