Eylül ayında açıklanan Tüketici Güven Endeksi, bir önceki aya göre yüzde 0,4 oranında düşüşle 83,9 seviyesine geriledi. İlk bakışta zayıflamanın devam ettiği bir tablo göze çarpıyor. Ancak alt kalemler detaylı incelendiğinde, aslında tüketici davranışlarında farklı yönlere evrilen bir görünüm dikkat çekiyor.
Özellikle dayanıklı tüketim tarafında son iki aydır gözlenen toparlanma dikkat çekici. Mevcut dönemin dayanıklı tüketim alımı için uygunluğunun yeniden 50 seviyesinin üzerine çıkması, tüketicinin ertelediği talebi yavaş yavaş piyasaya yansıtmaya başladığını gösteriyor. Bu tabloya paralel olarak, gelecek 12 ayda dayanıklı mallara harcama düşüncesi endeksi 105,7’ye yükselerek iyimserlik sınırını güçlendirdi. Bu gelişme, otomotiv ve konut sektörlerindeki beklentilere de yansımış durumda. Otomobil alma ihtimali 24,3 seviyesine, konut alma veya inşa ettirme ihtimali ise 14,4 seviyesine çıktı. Her iki kalem de tarihsel ortalamalarının üzerinde seyrediyor.
Bununla birlikte, genel ekonomik görünüme dair beklentilerde bir duraksama söz konusu. Üç aylık ortalamalar, tüketicinin geleceğe bakışında zayıflamaya işaret ediyor. Enflasyon beklentilerinde yeniden toparlanma eğilimi gözlenirken, işsizlik beklentisinde ise görece sınırlı da olsa bir iyileşme var. Yani tüketici, fiyatlar cephesinde temkinli olmaya devam ederken, istihdam tarafında bir miktar rahatlama ihtimali görüyor.
18 alt endeksin yarısında aylık bazda yükseliş yaşanması, güven endeksinin genel seviyesinin düşük olmasına rağmen tüketici davranışlarında seçici bir iyimserlik olduğunu ortaya koyuyor. Dayanıklı mal alımı için uygunluk, tasarruf eğilimi ve gelecekte harcama düşüncesi gibi kalemlerde artış söz konusuyken; borçlanma isteği, hanenin maddi durumu ve konut tamiratına harcama ihtimali gerileme göstermiş durumda. Öte yandan ücret beklentisi ve yarı dayanıklı mallara harcama isteği, 100 seviyesinin üzerinde kalarak iyimserliğin tamamen kaybolmadığını işaret ediyor.
Bu tablo, tüketicinin harcama davranışlarında seçici bir dönüşüm yaşandığını ortaya koyuyor. Temel ihtiyaç ve kısa vadeli tüketim alışkanlıklarında ihtiyatlı bir tavır öne çıkarken, uzun süredir ertelenmiş konut ve otomobil alımı gibi büyük kararların yeniden gündeme geldiği görülüyor. Yüksek faiz ortamı ve fiyat artışlarına rağmen bu eğilim, tüketici talebinin özellikle dayanıklı mallarda direnç göstermeye başladığını kanıtlıyor.
Sonuç olarak, tüketici güveni genel olarak kırılgan ve düşük seviyelerde seyretmeye devam ediyor. Ancak alt kalemlerdeki toparlanma sinyalleri, ekonomide canlılığın tamamen kaybolmadığını gösteriyor. Tüketici, geleceğe dair temkinli ama aynı zamanda seçici bir iyimserlik içinde. Bu eğilim, önümüzdeki aylarda özellikle otomotiv, konut ve dayanıklı tüketim sektörlerinde kısmi bir canlanmaya kapı aralayabilir.










