ABD Merkez Bankası’nın 25 baz puanlık faiz indirimi beklendiği gibi gerçekleşti ve yaklaşık iki yıl aradan sonra yeniden bir gevşeme döngüsü başladı. Başkan Jerome Powell, bu adımı bir “risk yönetimi” hamlesi olarak tanımladı ve daha büyük çaplı indirimlere şimdilik kapıyı kapattı. Kararın ardından piyasalarda sert bir dalgalanma görülmedi, çünkü bu hamle büyük ölçüde önceden fiyatlanmıştı. Ancak kripto piyasalarında durum farklı yansımalar doğurdu.
Bitcoin, faiz indirimi sonrasında yüzde 8,1’lik bir yükseliş kaydetti ve yeniden 120 bin dolar beklentilerini gündeme taşıdı. Kripto ekosisteminde bu tür faiz kararları özellikle likidite koşulları açısından belirleyici oluyor. Daha gevşek bir para politikası, riskli varlıklara sermaye akışını destekliyor. Fakat burada dikkat çekici olan, yatırımcı davranışlarına ilişkin on-chain veriler. Santiment’in son ölçümlerine göre, son 30 günde aktif olan Bitcoin cüzdanları ortalama yüzde 3,5 kârda. Son bir yılda aktif olan cüzdanlarda ise bu oran yüzde 16,1’e çıkıyor. Bu tablo, fiyatların yükselişe rağmen birçok yatırımcının hâlâ belirgin bir kâr pozisyonu içinde olduğunu gösteriyor. Dolayısıyla yeni yatırımcıların daha temkinli olması gerektiği yorumu öne çıkıyor.
Ethereum tarafında ise farklı bir tablo göze çarpıyor. Son 30 günlük yatırımcılar yalnızca yüzde 1 gibi sınırlı bir kârda bulunuyor. Buna karşın yıllık ortalamada yüzde 37,4’lük bir kâr oranı söz konusu. Bu durum, kısa vadede Ethereum için daha cazip bir alım fırsatı bulunduğuna işaret ediyor. Uzun vadeli bakış açısıyla ise Bitcoin’in güvenli liman algısını koruduğu ve bu nedenle daha öne çıkan bir seçenek olduğu söylenebilir.
Faiz indirimi tartışmaları sürerken Washington’da bambaşka bir gündem oluştu. Eski ABD Başkanı Donald Trump’ın elinde Bitcoin tuttuğu 3,6 metre uzunluğunda altın rengi bir heykeli açıldı. Sosyal medyada hızla yayılan bu görüntü, bazı yatırımcılar tarafından kriptoya yönelik politik desteğin sembolü olarak yorumlandı. Ancak kimileri de bunu yalnızca “meme pazarlaması” olarak nitelendirdi. Burada asıl dikkat çekici nokta, kripto paraların giderek daha fazla politik sembol haline gelmesi. Bir zamanlar sadece teknoloji meraklılarının tartıştığı Bitcoin, artık hem finansal kararların hem de politik mesajların merkezinde yer alıyor.
Önümüzdeki dönemde Fed’den ek faiz indirimlerinin gelebileceği yönündeki beklentiler güçleniyor. Santiment verileri, yıl bitmeden 50 baz puanlık ilave bir indirimin ihtimal dahilinde olduğunu gösteriyor. Eğer bu gerçekleşirse, kripto piyasalarında volatilitenin artması kaçınılmaz görünüyor. Özellikle hisse senetleri ile Bitcoin arasındaki güçlü korelasyon, her iki piyasanın da aynı anda dalgalanmasına yol açabilir. Bu durum yatırımcılar için hem risk hem de fırsat anlamına geliyor.
Sonuç olarak, Fed’in kararı beklendiği gibi geldi ancak piyasalarda yankısı farklı düzlemlerde hissedildi. Bitcoin’in hızlı yükselişi, Ethereum’un görece düşük kısa vadeli kârlılığı, politik sembollerin kripto ile birleşmesi ve önümüzdeki aylarda faiz politikalarının yönü, yatırımcıların gündemini belirlemeye devam edecek. Kripto paralar artık sadece bir finansal varlık değil, aynı zamanda ekonomik politikaların ve toplumsal tartışmaların ayrılmaz bir parçası haline geliyor.










