ABD Merkez Bankası’nın 16-17 eylül’de gerçekleştireceği toplantıda 25 baz puanlık faiz indirimi yaparak politika faizini yüzde 4,00–4,25 aralığına çekmesi bekleniyor. Piyasalar, bu adımın yalnızca başlangıç olacağına inanıyor ve 2026’ya kadar faizlerin yüzde 3 seviyelerine kadar gerileyeceğini fiyatlıyor. Özellikle risk iştahını artırabilecek bu senaryo, Bitcoin boğaları için umut verici bir tablo sunuyor. Ancak makroekonomik dengeler, işlerin sanıldığı kadar kolay olmayabileceğini gösteriyor.
Kısa vadeli tahvil faizlerinde Fed’in adımlarıyla birlikte aşağı yönlü bir hareket beklenirken, uzun vadeli faizlerin tam tersi yönde hareket etme ihtimali yatırımcıların kafasını karıştırıyor. ABD hükümetinin savunma harcamalarını artırmaya hazırlanması, aynı zamanda büyük ölçekli vergi indirimleriyle bütçede daha fazla açık yaratacak olması, uzun vadeli borçlanma ihtiyacını ciddi biçimde artırıyor. Bu durum, Hazine’nin daha fazla uzun vadeli tahvil ihraç etmesine ve faizlerin yükseliş baskısı altında kalmasına yol açabilir. T. Rowe Price analistlerinin dikkat çektiği gibi, arz yönlü baskılar uzun vadeli faizlerde yükseliş eğilimini güçlendirecek.
Buna ek olarak, enflasyonun yeniden hız kazanması Fed’in işini oldukça zorlaştırıyor. Son açıklanan verilere göre ABD’de yıllık enflasyon yüzde 2,9’a çıkarak hedefin üzerine çıktı ve hızlı faiz indirimlerinin önünü kısmen kapattı. İş gücü piyasasındaki yavaşlamaya rağmen fiyatlarda kalıcı yukarı yönlü risklerin sürmesi, Fed’in para politikasını daha ihtiyatlı bir şekilde yönlendirmesine neden olabilir.
Geçmiş deneyimler de yatırımcılar için uyarıcı nitelikte. Eylül 2024’te Fed’in faiz indirimi sonrası 10 yıllık tahvil faizi kısa süreli bir düşüş göstermiş ancak güçlü ekonomik veriler ve enflasyonist baskılar nedeniyle yeniden sert biçimde yükselmişti. ING analistleri bu senaryonun 2025’te de tekrarlanabileceğini düşünüyor. Eğer bu gerçekleşirse, Bitcoin yatırımcılarının beklediği kolay para koşulları bir süre daha hayal kırıklığına dönüşebilir.
Bitcoin için tablo karmaşık görünüyor. 2024’te uzun vadeli faizlerin yükselmesine rağmen fiyat 70 bin dolardan 100 bin doların üzerine çıkmayı başarmıştı. Ancak o dönemde düzenleyici ortamın olumlu sinyaller vermesi ve kurumsal alımların güçlü seyretmesi fiyatları destekleyen ek faktörlerdi. Bugün ise bu yan rüzgarlar zayıflamış durumda. Spot ETF’lerin piyasada yerleşik hale gelmesi ve kurumsal ilgide yavaşlama, Bitcoin’in yükselişinin yalnızca makro veriler üzerinden şekillenmesini beraberinde getiriyor.
Kısa vadede Fed’in faiz indirimi beklentisi boğaların heyecanını artırsa da, uzun vadeli faizlerdeki olası yükseliş bu iyimserliği gölgeleyebilir. Bu nedenle piyasalarda çift yönlü bir risk dengesi oluşmuş durumda. Bitcoin’in bundan sonraki seyrinde yalnızca Fed’in adımları değil, aynı zamanda ABD’nin borçlanma politikaları ve enflasyonun kalıcılığı belirleyici olacak. Küresel yatırımcılar açısından bu, “faiz indirimi = yükselen Bitcoin” denklemine körü körüne güvenmenin riskli olabileceği bir dönemin başladığını işaret ediyor.










