ABD Merkez Bankası’nın 17 Eylül’deki toplantısı öncesinde finansal piyasalarda gerilim artmaya başladı. Piyasa katılımcılarının büyük kısmı Fed’in 25 baz puanlık faiz indirimi yapacağına kesin gözüyle bakıyor. Ancak beklenti ne kadar netleşirse netleşsin, yatırımcıların en çok odaklandığı nokta faiz kararının ardından ortaya çıkabilecek oynaklık. Bu durumun en önemli göstergelerinden biri de Wall Street’in korku endeksi olarak bilinen VIX.
Son veriler, Ekim vadeli VIX kontratlarının Eylül vadelisine göre yüzde 2,2 primle işlem gördüğünü ortaya koyuyor. Bu prim, tarihsel ölçekte oldukça dikkat çekici. Zira piyasalar genellikle kısa vadede istikrar beklerken daha ileri vadelerde dalgalanma riskini fiyatlamaya başlar. Şu anki tablo, yatırımcıların Fed toplantısı öncesinde görece sakin, ancak karar sonrası oldukça hareketli bir dönem beklediğini net bir şekilde gösteriyor.
Burada önemli olan nokta, faiz indiriminin tek başına piyasaları sakinleştirmeye yetmeyebileceği gerçeği. Faiz indirimi kararı ilk etapta riskli varlıklara nefes aldırsa da, sonrasında hangi yönde fiyatlamaların şekilleneceği belirsiz. Özellikle Fed’in iletişim dili, faiz patikasına dair ipuçları ve ekonomik projeksiyonları yatırımcıların algısını belirleyecek. Dolayısıyla, piyasaların kısa vadeli rahatlamadan sonra yeniden sert dalgalanmalara sahne olması hiç de sürpriz olmayacaktır.
Bu noktada VIX’in verdiği mesaj sadece hisse senetleriyle sınırlı değil. Son dönemde dikkat çeken bir gelişme, VIX ile Bitcoin arasındaki korelasyonun giderek güçlenmesi. Geleneksel olarak VIX yükseldiğinde hisse senetleri baskı altında kalırken, Bitcoin geçmişte zaman zaman güvenli liman olarak algılandığı için farklı yönlerde hareket edebiliyordu. Ancak on-chain veriler, Bitcoin’in oynaklık endeksleri olan BVIV ve DVOL ile VIX arasındaki uyumun rekor seviyelere çıktığını gösteriyor. Yani artık kripto piyasası da Wall Street’in dalgalarıyla aynı frekansta hareket etmeye başladı.
Bunun yatırımcılar açısından anlamı oldukça kritik. Eğer ekim ayında Fed kararı sonrasında VIX’te yukarı yönlü bir sıçrama yaşanırsa, bu sadece hisse senetlerinde değil, Bitcoin’de de ciddi satış baskısı yaratabilir. Kripto yatırımcılarının, portföylerini yönetirken artık geleneksel piyasalardaki volatilite göstergelerini de daha yakından takip etmeleri zorunluluk haline geliyor.
Tüm bu tablo, aslında küresel finans piyasalarının giderek daha fazla iç içe geçtiğini de gösteriyor. Kripto varlıklar uzun süre bağımsız bir ekosistem olarak değerlendirildi; ancak artık ABD Merkez Bankası’nın politikaları, S&P 500’ün fiyatlamaları ve VIX endeksindeki dalgalanmalar doğrudan Bitcoin’in seyrini etkiliyor. Bu da yatırım stratejilerinde yeni bir dönemin kapısını aralıyor.
Sonuç olarak, Fed’in eylül toplantısı sonrası başlayacak süreç yalnızca faiz indirimine dair değil, piyasaların bu kararı nasıl fiyatlayacağına dair olacak. VIX’in verdiği sinyaller, önümüzdeki ayların oldukça çalkantılı geçebileceğini söylüyor. Bitcoin ve diğer kripto varlıkların da bu dalgalanmadan nasibini alması neredeyse kaçınılmaz görünüyor. Yatırımcılar için en kritik strateji, Fed sonrası oluşabilecek belirsizlik ortamında esnek kalabilmek ve volatiliteyi yönetebilmek olacak.










