Borsa İstanbul son haftalarda dalgalı bir seyir izliyor. Özellikle yaklaşan 15 Eylül kararı öncesinde piyasada belirsizlik ve tedirginlik hâkim. Birçok yatırımcı “şimdi almalı mıyım, yoksa beklemeli miyim?” ikilemine düşmüş durumda. Ancak aslında bu sorunun cevabı, uzun vadeli bakış açısında gizli.
Eğer borsa şu an ucuzsa ve gelecekte daha yüksek bir potansiyel barındırıyorsa, olası yeni düşüşler yatırımcıya daha cazip fırsatlar sunacaktır. Çünkü fiyatların gerilemesi, kaliteli şirketleri daha düşük maliyetlerle sepete katma imkânı verir. Kısacası, uzun vadeli bir yatırımcı için düşüşler bir kayıp değil, fırsat penceresidir.
Bu noktada devreye kademeli alım stratejisi giriyor. Tek seferde bütün sermayeyi piyasaya sürmek yerine, belirli aralıklarla ve farklı seviyelerden alım yapmak, hem riskleri azaltır hem de ortalama maliyeti aşağı çeker. Örneğin:
- Mevcut seviyelerden bir kademe alım yapılır.
- Beklenmedik olumsuz bir karar çıkarsa, ikinci kademe ayrılır.
- Piyasada yükseliş trendi başladığında ise üçüncü kademe eklenir.
Bu yöntem yatırımcıyı hem düşüşlerde fırsat yakalamaya hem de yükselişlerde kazancı artırmaya hazır tutar.
Aslında yıllardır söylenen “sepet yapalım, kademeli alım-satım yapalım” yaklaşımı tam da bu noktada anlam kazanıyor. Tek bir hisseye ya da sektöre bağımlı kalmadan, farklı şirketlerden oluşan dengeli bir portföy oluşturmak ve bu portföyü adım adım büyütmek, dalgalı piyasalarda en güvenilir yatırım yöntemlerinden biridir.
Unutulmamalıdır ki borsa kısa vadede belirsizliklerle doludur. Fakat uzun vadede değer üreten, kâr eden ve büyüyen şirketlerin hisseleri yatırımcısına kazandırır. Önemli olan, bu süreçte paniğe kapılmadan planlı bir şekilde hareket etmektir.
Sonuç olarak, 15 Eylül’de çıkacak karar her ne olursa olsun, doğru stratejiye sahip yatırımcı için borsa bir risk değil, fırsat olmaya devam edecektir. Bu nedenle bugünün sorusu “borsa düşerse ne yaparız?” değil, “düşüşleri fırsata çevirmek için hangi planla ilerleriz?” olmalıdır.
Örnek Kademeli Alım Portföyü (BIST 100’den Seçki)
Aşağıdaki örnek portföy, tamamen eğitim amaçlıdır ve yatırım tavsiyesi değildir. Amaç, farklı sektörlerden dengeli bir sepet oluşturmanın nasıl görünebileceğini göstermektir:
| Sektör | Örnek Hisse | Kademe Stratejisi |
|---|---|---|
| Bankacılık | AKBNK, YKB | İlk kademe düşüşte, ikinci kademe kar realizasyonları sonrası |
| Holding | SAHOL, KCHOL | Uzun vadeli sepetin çekirdeği |
| Sanayi | EREGL, ARCLK | Çelik ve dayanıklı tüketim uzun vadede güçlü |
| Enerji | AKSEN, ENJSA | Enerji arz güvenliği ve büyüyen talep avantajı |
| Havacılık | THYAO, TAVHL | Turizm ve lojistikte küresel fırsatlar |
| Gıda/İçecek | CCOLA, BIMAS | Defansif, kriz döneminde bile talep güçlü |
| Telekom | TTKOM, TCELL | Dijitalleşme ve sabit gelir etkisi |
Bu yapı sayesinde yatırımcı hem defansif (gıda, telekom), hem de büyüme potansiyeli yüksek (enerji, havacılık) hisselerden faydalanabilir.
BIST 100’de Potansiyeli Yüksek Görülen Sektörler
- Bankacılık: Faiz politikalarının normalleşmesi ve kârlılık artışıyla öne çıkıyor.
- Enerji: Hem yenilenebilir enerji yatırımları hem de artan elektrik tüketimiyle büyüme alanı geniş.
- Sanayi/İhracatçı Şirketler: Düşük TL, ihracatçı firmalara avantaj sağlıyor.
- Turizm & Havacılık: Türkiye’nin jeopolitik konumu ve artan turist sayısı sektöre ivme kazandırıyor.
- Defansif Sektörler (Gıda, Telekom): Ekonomik dalgalanmalardan daha az etkileniyor, portföyün sigortası işlevi görüyor.
Sonuç olarak, borsa yatırımında en kritik unsur “tek hamleyle değil, adım adım ilerlemek”tir. Kademeli alım, sabırlı yatırımcıya hem düşüşlerde fırsat yakalama hem de yükselişlerde kazanç artırma şansı verir. BIST 100’de özellikle bankacılık, enerji, sanayi ve defansif sektörlerde oluşturulacak dengeli bir portföy, uzun vadede güçlü getiriler sağlayabilir.










