Haftalık Piyasa Özeti ve Yatırım Araçları Performansı (11-15 Ağustos 2025)

Ağustos ayında açıklanan veriler ve küresel gelişmeler, hem Türkiye ekonomisinin hem de piyasaların hâlâ hassas bir denge arayışında olduğunu gösteriyor. Piyasa beklentilerindeki temkinli iyileşme, enflasyon ve faiz tarafında bir miktar istikrar umudu verirken, cari dengedeki bozulma ve döviz hareketleri dikkat çekiyor.

Haftalık Piyasa Özeti: Enflasyon Raporu, Cari Oranlar, Sanayi ve Anketler

Merkez Bankası’nın yayımladığı 2025-III Enflasyon Raporu, piyasaların uzun süredir merakla beklediği ara hedefleri içeriyor. Orta vadede %5’lik nihai enflasyon hedefi korunurken, 2025, 2026 ve 2027 için sırasıyla %24, %16 ve %9’luk ara hedefler paylaşıldı. Bu kademeli hedefler, Merkez Bankası’nın para politikasında hem taahhüt hem de çıpa işlevi görerek beklenti yönetimini güçlendirme çabasını yansıtıyor. Hizmet enflasyonundaki katılık, zayıf iç talep ve küresel ticaretteki korumacılık eğilimleri, dezenflasyon sürecinin gecikmesine neden olabilecek riskler olarak öne çıkıyor.

Sanayi üretimi verileri Haziran ayında yıllık %8,3 artış göstererek son 16 ayın zirvesine ulaştı. Bu güçlü manşet rakam, özellikle savunma sanayi ve bilgisayar-elektronik ürünler sektörlerindeki üretim artışından kaynaklanıyor. Ancak bu kalemler hariç tutulduğunda sanayi üretimi aylık bazda %0,7 gerilemiş durumda; dayanıklı ve dayanıksız tüketim mallarında görülen düşüşler, iç talepteki zayıflığı doğruluyor. Yine de üretim cephesindeki bu tablo, ikinci çeyrek GSYH’sine yaklaşık 1,4 puanlık pozitif katkı sağlayabilir.

Piyasa Katılımcıları Anketi, beklentilerde sınırlı bir değişime işaret ediyor. Yıl sonu enflasyon beklentisi %29,69’a yükselmişken, 12 ve 24 ay sonrası beklentiler gerileyerek sırasıyla %22,84 ve %16,92’ye indi. Faiz tarafında BİST gecelik oran beklentisi %42,85, en yakın PPK toplantısı için politika faizi beklentisi %40 seviyesinde. Döviz cephesinde yıl sonu dolar/TL beklentisi 43,96’ya, 12 ay sonrası için ise 48,36’ya yükseldi. Büyüme tarafında ise 2025 ve 2026 için beklentiler sırasıyla %2,9 ve %3,7 seviyesinde sabit kaldı.

Haziran ayı ödemeler dengesi verileri, cari açığın devam ettiğini ortaya koyuyor. Cari işlemler hesabı 2 milyar dolar açık vererek beklentilerin üzerinde geldi. Altın ve enerji etkilerini dışlayan çekirdek denge 2,58 milyar dolar fazla verirken, artan dış ticaret açığı ve turizm gelirlerindeki gerileme cari dengedeki bozulmada belirleyici oldu. İhracat yıllık %11 artışla 25 milyar dolar olurken, ithalat %5,4 artışla 31,4 milyar dolara ulaştı ve dış ticaret açığı 6,42 milyar dolar olarak kaydedildi. Önümüzdeki dönemde Avrupa ekonomisindeki toparlanma ve petrol fiyatlarının seyri, cari denge görünümünü belirleyecek.

Küresel tarafta ise Fed’in faiz indirimi sinyalleri, Trump-Putin zirvesi ve yeni tarife kararları piyasalarda öne çıkan gelişmeler oldu. Alaska’daki zirve beklentilerin aksine oldukça sönük geçti. Ukrayna meselesi gündeme gelmezken, basın toplantısı kısa ve belirsizliklerle dolu oldu. Trump, görüşmeyi “verimli” olarak nitelendirse de ilerleme sağlanan konular açıklanmadı. Putin ise bir “anlayış” sağlandığını iddia etti, ancak Kiev ve Avrupa’ya uyarıda bulunmayı ihmal etmedi. Zirvenin somut bir çıktısı olmamasına rağmen, Putin’in Amerikan topraklarında ağırlanması diplomatik kazanım olarak değerlendiriliyor. Piyasalarda ise kısa vadede tansiyon hafifledi, enerji fiyatları hafif dalgalandı, güvenli liman talebi ve jeopolitik risk primi sınırlı oynaklık gösterdi.

Özetle, Türkiye ekonomisi ve piyasalar hem enflasyon ve büyüme tarafında sınırlı iyileşme işaretleri verirken hem de cari denge ve döviz tarafında kırılganlığını koruyor. Küresel gelişmeler ve jeopolitik belirsizlikler de piyasaların temkinli yaklaşımını sürdürmesine yol açıyor. Önümüzdeki dönemde ekonomik istikrarın sağlanması, Merkez Bankası politikalarının etkinliği ve dış dengenin sürdürülebilirliği ile doğrudan ilişkili olacak.

Haftalık Yatırım Araçları Performansı: Dövizin Yükselişi, Borsanın Durağanlığı ve Altının Düşüşü

Bu hafta yatırım piyasalarında hareketlilik sınırlı olsa da bazı eğilimler öne çıktı. Borsa İstanbul, BIST 100 endeksi üzerinden değerlendirildiğinde, haftayı önceki kapanışın yaklaşık yüzde 0,93 altında 10.870,57 puandan tamamladı. Haftalık bazda endeks, en düşük 10.786,84 ve en yüksek 11.090,19 puan seviyelerini gördü. Bu tablo, kısa vadede hisse senetlerinde temkinli bir seyir ve yatırımcıların kar realizasyonu ya da pozisyon bekleme eğiliminde olduğunu gösteriyor.

Altın tarafında ise sınırlı düşüşler dikkat çekti. Kapalıçarşı’da 24 ayar külçe altının gram satış fiyatı yüzde 1,30 azalışla 4.390 liraya, cumhuriyet altını ise aynı oranda düşerek 29.660 liraya geriledi. Çeyrek altının fiyatı da yüzde 1,34 azalarak 7.350 liraya indi. Altındaki bu sınırlı gerileme, yatırımcıların küresel ve yerel belirsizlikler karşısında temkinli duruşunu yansıtırken, özellikle altının güvenli liman özelliğinin kısa vadede talebi sınırlı artırdığını gösteriyor.

Döviz cephesinde ise yükseliş eğilimi sürdü. ABD doları yüzde 0,52 artışla 40,8980 liraya, avro ise yüzde 0,85 yükselişle 47,8480 liraya çıktı. TL’nin döviz karşısındaki değer kaybı, özellikle kur etkisine duyarlı sektörlerde maliyetleri artırma potansiyeli taşıyor. Ayrıca, bu durum yatırımcıların döviz ve dövize endeksli ürünlere yönelmesini destekleyen bir etken olarak öne çıkıyor.

Yatırım ve emeklilik fonları tarafında ise hafif farklılaşmalar görüldü. Yatırım fonları ortalama yüzde 0,55 değer kazanırken, emeklilik fonları yüzde 0,10 değer kaybetti. Kategorilere göre bakıldığında, en çok kazandıran yatırım fonu yüzde 0,81 getiriyle “Serbest Fon” oldu. Bu durum, yatırımcıların kısa vadeli getiri elde edebilecek daha esnek portföyleri tercih ettiğini ve piyasadaki durağanlıktan fırsat yaratmaya çalıştığını gösteriyor.

Genel çerçevede, hafta boyunca piyasalar temkinli bir seyir izledi. Döviz ve altın tarafında hareketler sınırlı olsa da kurdaki yükseliş ve altındaki düşüş, yatırımcı davranışlarını şekillendirmeye devam ediyor. Hisse senetlerinde ise kısa vadeli dalgalanmalar, güçlü bir yön belirlemekte zorlanıyor. Yatırımcılar için önümüzdeki haftalar, döviz ve altın fiyatlarındaki değişimler ile BIST 100 endeksinin yönü açısından belirleyici olacak.

Ek olarak, küresel gelişmeler ve ABD faiz politikaları da piyasa hareketlerini etkileyen önemli unsurlar olarak öne çıkıyor. Özellikle dolar ve altın fiyatları, ABD’den gelen ekonomik veriler ve Fed’in olası faiz kararlarına duyarlılığını sürdürüyor. Türkiye özelinde ise siyasi ve makroekonomik gelişmeler, TL varlıklarının kısa vadeli performansını belirleyen başlıca faktör olarak dikkat çekiyor.