Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) bugün gerçekleştireceği III. Enflasyon Raporu Toplantısı, piyasa aktörleri açısından önemli bir dönemeç niteliğinde. Son dönemde açıklanan enflasyon verileri ve para politikası adımları, yatırımcıların dikkatini yeniden TCMB’nin tonuna çevirmiş durumda. Özellikle, toplantıdan faiz indirimi mesajı çıkması ya da açıklamaların güvercin tonda olması halinde, Borsa İstanbul’da yukarı yönlü bir hareketin tetiklenebileceği beklentisi yüksek. Bu tür açıklamalar, yatırımcı algısında para politikasının daha destekleyici bir çizgiye kaydığı yönünde yorumlanırsa, endeks üzerinde katalist etkisi yaratabilir.
Geçmiş aylardaki enflasyon rakamları incelendiğinde, Mayıs ve Haziran’da sırasıyla %1,53 ve %1,37’lik artışlar görülürken, Temmuz ayında %2,06’lık daha sert bir yükseliş kaydedildi. TCMB, Temmuz verisindeki artışın “aya özgü unsurlarla geçici” olduğunu daha önce ifade etmişti. Elektrik ve doğalgaz zamlarının, yönetilen-yönlendirilen fiyatlar kapsamında 0,9 puanlık katkı ile bu artışta etkili olduğu biliniyor. Ancak Ağustos ayında enflasyonun yeniden yavaşlayarak %1,5 – 1,7 bandına gerilemesi bekleniyor. Bu tablo, Merkez Bankası’nın elini rahatlatabilir ve Eylül ayında faiz indirimi yönündeki adımların devamına alan açabilir.
Mart ayında yaşanan siyasi gelişmeler sonrası kur tarafındaki dalgalanmalar, TCMB’nin II. Enflasyon Raporu’nda yıl sonu beklentisini değiştirmemesiyle geçici etki olarak değerlendirilmişti. Bugünkü toplantıda da yıl sonu tahmininde bir değişiklik beklenmiyor. Orta noktanın %24, üst bandın ise %29 seviyesinde korunması olası. Makroekonomik dinamiklerdeki olumlu görünüm devam ederse, yıl sonu enflasyon beklentilerinde ilerleyen aylarda aşağı yönlü bir revizyon gündeme gelebilir.
Bu toplantı sadece yurt içi piyasalar açısından değil, küresel risk iştahı bağlamında da önem taşıyor. Zira aynı gün ABD’de ÜFE ve işsizlik maaşı başvuruları açıklanacak. Bu veriler, küresel faiz indirim beklentilerini şekillendirebilir. Nitekim Goldman Sachs, Fed’in 2025 sonuna kadar üç faiz indirimi yapmasını öngörüyor. ABD Merkez Bankası yetkililerinden gelen son açıklamalarda ise tarife ve gümrük vergilerinin enflasyona etkisine dair belirsizliklerin altı çiziliyor. Bu durum, Fed’in karar alma sürecinde temkinli duruşunu koruyacağına işaret ediyor.
Jeopolitik gelişmeler de piyasa fiyatlamaları üzerinde etkili olmaya devam ediyor. ABD Başkanı Donald Trump’ın, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile yapılacak 15 Ağustos görüşmesi öncesi yaptığı açıklamalar, Rusya-Ukrayna cephesinde diplomatik çözüm ihtimalini masada tutsa da belirsizliklerin sürdüğünü gösteriyor. Olası bir ateşkes, enerji piyasalarından tahıl ticaretine kadar birçok alanda risk primini azaltabilecek bir faktör olarak öne çıkabilir. Ancak tersi senaryoda, jeopolitik risklerin yeniden fiyatlandığı bir sürece girilebilir.
Tüm bu başlıklar bir arada değerlendirildiğinde, Borsa İstanbul’un güne yatay başlaması beklense de, TCMB toplantısından gelecek mesajların yön tayin edici olacağı söylenebilir. Güvercin tonda açıklamalar, faiz indirimi beklentilerini güçlendirebilir ve özellikle banka hisseleri başta olmak üzere endekste kısa vadeli pozitif fiyatlamalara yol açabilir. Tersine, daha temkinli ya da şahin tonda mesajlar, mevcut yatay seyrin korunmasına ya da kısa vadede hafif satış baskısına neden olabilir.
Piyasaların bu dönemdeki kırılgan yapısı, yatırımcıların tek bir veri ya da açıklamaya odaklanmak yerine, makro veriler, küresel para politikası adımları ve jeopolitik gelişmeleri birlikte takip etmesini zorunlu kılıyor. Önümüzdeki günlerde hem yurtiçi enflasyon beklentilerindeki eğilim hem de küresel merkez bankalarının söylemleri, yatırımcıların pozisyonlanmasında belirleyici olacak. Özellikle Jackson Hole Ekonomi Sempozyumu’ndan çıkacak mesajlar, sadece Türkiye için değil, tüm gelişen piyasalar açısından önemli sinyaller verebilir.










