Türkiye’nin Temmuz ayı kıymetli maden ithalat verileri, piyasa dinamiklerinde ilginç bir kırılmaya işaret ediyor.
Borsa İstanbul Kıymetli Madenler ve Kıymetli Taşlar Piyasası’nın açıkladığı rakamlara göre, altın ithalatı bir önceki aya göre neredeyse yarı yarıya azaldı. Haziran’da 9.334 kilogram olan altın ithalatı, Temmuz’da 4.343 kilograma geriledi. Bu düşüş, yalnızca aylık bazda değil, yıllık karşılaştırmada da dikkat çekiyor. Geçen yılın Temmuz ayında 6.193 kilogram altın ithal eden Türkiye, bu yıl aynı dönemde yaklaşık 1.850 kilogram daha az altın getirmiş oldu. 2025’in Ocak-Temmuz döneminde toplam altın ithalatı ise 72.093 kilogramda kaldı.
Bu düşüş, altın piyasasında hem talep hem de regülasyon kaynaklı olabilecek etkenleri akla getiriyor. Son dönemde küresel altın fiyatlarında yaşanan dalgalanmalar, yüksek faiz ortamı ve iç piyasadaki kredi koşullarının sıkılaşması, yatırımcıların altına yönelimini bir miktar törpülemiş olabilir. Ayrıca Merkez Bankası’nın rezerv yönetimi politikaları ve ithalat kısıtlamaları da bu gerilemede etkili faktörler arasında sayılabilir. Özellikle cari açığın kontrolü amacıyla yapılan ithalat sınırlamaları, kıymetli madenlerdeki rakamları doğrudan şekillendirebiliyor.
Altın tarafındaki bu keskin düşüşe karşın, gümüş ithalatında adeta tersine bir patlama yaşandı. Temmuz ayında gümüş ithalatı 48.660 kilograma ulaştı. Bu rakam, Haziran’daki 8.335 kilogramlık ithalata kıyasla neredeyse altı katlık bir artış anlamına geliyor. Geçen yılın Temmuz ayında ise 47.940 kilogram gümüş ithal edilmişti, dolayısıyla bu yılki artış yıllık bazda da küçük de olsa bir yukarı yönlü fark yaratıyor. 2025’in ilk yedi ayında toplam gümüş ithalatı 302.146 kilogram oldu.
Gümüşteki bu sert yükselişin arkasında, sanayi ve teknoloji sektöründen gelen talep artışı öne çıkabilir. Gümüş, elektronik, güneş panelleri ve batarya teknolojilerinde yoğun olarak kullanılan bir metal. Yeşil enerji yatırımlarının hız kazanması, gümüşün endüstriyel kullanımını küresel ölçekte artırıyor. Türkiye’nin bu dönemde üretim ve ihracat kapasitesini yükseltmeye dönük adımlar atması da ithalat rakamlarına yansımış olabilir. Ayrıca gümüşün ons fiyatının altına göre daha stabil seyretmesi, yatırımcıların da kısa vadede gümüşe yönelmesine zemin hazırlayabiliyor.
Özetle, Temmuz verileri altın ve gümüş arasında belirgin bir yön farklılığına işaret ediyor. Altın ithalatı hem aylık hem yıllık bazda düşüş gösterirken, gümüşte rekor seviyelere yaklaşan bir talep artışı görülüyor. Önümüzdeki dönemde bu eğilimin devam edip etmeyeceği, küresel fiyat hareketleri, iç piyasadaki ekonomik politikalar ve özellikle sanayi talebinin seyriyle yakından ilişkili olacak. Türkiye’nin kıymetli maden dengesinde yaşanan bu değişim, yalnızca piyasa oyuncuları için değil, makroekonomik politika yapıcılar için de yakından izlenmesi gereken bir başlık olarak öne çıkıyor.










