El Salvador, Bitcoin’i resmi para birimi olarak kabul etmesinin ardından, finansal sistemini dijital varlıklarla entegre etme yönünde önemli bir adım daha attı.
Ülke, yeni bir yasayla lisanslı yatırım bankalarının Bitcoin (BTC) ve diğer dijital varlıkları tutmasına ve bu alanda hizmet sunmasına olanak tanıyor. Bu hamle, ülkenin bireysel Bitcoin benimseme politikasından, kurumsal sermayeye odaklanma stratejisine geçişinin bir göstergesi olarak yorumlanıyor.
Yeni düzenlemeye göre, en az 50 milyon dolar sermayesi olan finans kuruluşları “yatırım bankası” statüsü kazanabilecek. Bu bankalar, mevcut lisanslarına ek olarak “Bitcoin hizmet sağlayıcısı” gibi lisansları da alarak Bitcoin tutabilecek, token ihraç edebilecek ve kripto bağlantılı finansal ürünler sunabilecek. Ancak bu hizmetler, en az 250 bin dolar likit varlığa sahip nitelikli yatırımcılara özel olacak. Bu koşul, yeni düzenlemelerin hedef kitlesinin yüksek sermayeli kurumlar ve varlıklı bireyler olduğunu açıkça ortaya koyuyor.
Bu strateji değişikliğinin temelinde, ülkedeki Bitcoin kullanım oranlarının beklenenin altında kalması yatıyor. Verilere göre, havale işlemlerinde kripto paranın payı yalnızca %1 seviyesindeyken, halkın sadece %20’si kriptoyu benimsemiş durumda. Bu düşük oranlar, hükümeti bireysel kullanım yerine, finansal sistemin kurumsal altyapısını güçlendirmeye yöneltmiş gibi görünüyor.
Öte yandan, bu hamleler Uluslararası Para Fonu (IMF) ile imzalanan 1,4 milyar dolarlık kredi anlaşması kapsamında yapılan taahhütlerle de bağlantılı. El Salvador hükümeti, bu anlaşma gereği kamu sektöründe ek Bitcoin alımı yapmayacağını taahhüt etmişti. Ancak, “Bitcoin Ofisi”nin her gün 1 BTC alındığı yönündeki iddiaları ve IMF’nin bu alımların aslında önceden alınmış Bitcoin’lerin tek cüzdanda toplanmasından ibaret olduğu yönündeki raporu, bu konudaki tartışmaları sürdürüyor.
El Salvador’un bu yeni yasası, ülkenin Bitcoin’e olan bağlılığını bir adım öteye taşıyarak finansal sistemini kurumsal yatırımcılara ve nitelikli bireylere açıyor. Bu strateji, sadece ülkenin finansal yapısını dönüştürmekle kalmayıp, aynı zamanda küresel finans dünyasında da yankı uyandıracak gibi duruyor. El Salvador’un bu adımları, diğer ülkeler için de bir model teşkil edebilir mi, zamanla göreceğiz.










