Diploma Var, İş Var mı?

İşgücü piyasası denildiğinde çoğu kişinin aklına istihdam oranı, işsizlik oranı ya da kadınların iş gücüne katılımı gelir. Ancak iş gücü ekonomisinde en az bunlar kadar önemli bir başka konu daha var: “vasıf uyumsuzluğu”. Yani bir yanda firmaların aradıkları nitelikte eleman bulmakta zorlanması, diğer yanda ise eğitimini aldığı alanda iş bulamayan, mesleği dışında çalışmak zorunda kalan ya da uzun süre iş arayan çok sayıda mezun bulunması. Türkiye’de bu konuya ilişkin net veriler uzun süredir eksikti. TÜİK’in geçen hafta yayınladığı Eğitim İşgücü Veri Tabanı çalışması, bu boşluğu önemli ölçüde doldurdu.

2014-2023 yıllarını kapsayan idari kayıt verilerine dayanan çalışma, yükseköğretim mezunlarının kayıtlı istihdam oranlarını ve eğitim ile iş uyumunu ortaya koyuyor. Veriler, lise öğrencileri için bölüm tercihlerinde dikkate alınması gereken çok önemli ipuçları barındırıyor. Ön lisans mezunlarının hem istihdam hem de eğitimine uygun alanda çalışma oranlarının, lisans mezunlarına göre belirgin biçimde düşük olduğu görülüyor.

Genel tabloda, kayıtlı istihdam oranı en yüksek alan yüzde 86,7 ile sağlık ve refah. Onu yüzde 82,9 ile mühendislik, imalat ve inşaat izliyor. En düşük istihdam ise yüzde 61,7 ile sanat ve beşeri bilimler, yüzde 69,6 ile sosyal bilimler, gazetecilik ve enformasyon alanlarında. Kadın istihdamı tüm alanlarda erkeklerden düşük. Farkın en büyük olduğu yer sanat ve beşeri bilimler: Erkeklerde yüzde 76,3 olan istihdam oranı, kadınlarda yüzde 53,4’e düşüyor. Bu da bu alandaki kadın mezunların neredeyse yarısının iş hayatının dışında olduğunu gösteriyor.

Bölüm bazına inildiğinde fark daha da keskinleşiyor. Tıp yüzde 96,4 ile en yüksek kayıtlı istihdam oranına sahip. Onu özel eğitim öğretmenliği, elektrik öğretmenliği, dil ve konuşma terapisi ve elektronik öğretmenliği izliyor. Listenin en altındaysa resim, geleneksel Türk sanatları, Fars dili ve edebiyatı, İslami ilimler ve heykel bölümleri var. Heykel mezunlarının kayıtlı istihdam oranı sadece yüzde 49,7.

Peki istihdamda olmayan mezunlar nerede? Bir kısmı iş arıyor; bu grup içinde kadın işsizliğinin erkeklerden daha yüksek olduğu, özellikle beşeri ve sosyal bilimlerde işsizliğin ciddi boyutlarda olduğu biliniyor. Bir kısmı kayıt dışı çalışıyor, küçük bir kısmı ise yüksek lisans ya da doktora yapıyor. Yurt dışında olanlar da var. Ancak önemli bir bölüm, özellikle kadınlar, iş aramıyor; yani tamamen iş gücü piyasasının dışında.

İş sahibi olmak da tek başına yeterli değil. Mezunların önemli bir bölümü, eğitimini aldığı alan dışında çalışıyor. TÜİK verilerine göre, ücretli çalışan lisans mezunlarının eğitimle uyumlu bir meslek grubunda çalışma oranı en yüksek sağlık ve refahta yüzde 79,9. Onu iş, yönetim ve hukuk, eğitim, mühendislik ve bilişim izliyor. En düşük uyum oranı ise yüzde 20,1 ile sosyal bilimler, gazetecilik ve enformasyonda. Yani bu alanda her beş kişiden dördü mesleği dışında iş yapıyor.

Rakamlar, eğitim sistemi ile iş gücü piyasası arasındaki uyumsuzluğun boyutlarını net bir şekilde ortaya koyuyor. Bu tablo, üniversite tercih dönemindeki gençler ve aileleri kadar, politika yapıcılar için de önemli bir uyarı niteliğinde. Çünkü sorun sadece işsizlik değil; var olan işlerin büyük kısmı, mezunların yetkinlikleri ile örtüşmüyor. Bu durum hem bireysel hem de ulusal ölçekte verimlilik kaybı anlamına geliyor. Eğitim planlamasının piyasa ihtiyaçları ile daha uyumlu hale getirilmesi artık ertelenemez bir gereklilik olarak ortada duruyor.

Türkiye’de Vasıf Uyumsuzluğunu Azaltmak İçin Atılması Gereken Adımlar

Türkiye’de “diploma var, iş var mı” paradoksu, mezunların alanlarıyla örtüşmeyen işlerde çalışmasına ve şirketlerin de aradığı yetkinlikte personel bulamamasına yol açıyor. Bu sorunu gidermek için:

  • Müfredat-Sektör Uyumu: Üniversite ve meslek liselerinin programları, sektörün güncel ihtiyaçlarına göre düzenlenmeli.
  • Uygulamalı Eğitim: Teorik bilginin yanı sıra staj, proje ve saha çalışması zorunlu hale getirilmeli.
  • Yeniden Beceri Kazandırma: Mezunlar ve işsizler için hızlı, sertifikalı mesleki eğitim programları yaygınlaştırılmalı.
  • Veri Odaklı Mesleki Rehberlik: İşgücü piyasasının anlık ihtiyaçlarını izleyen ulusal bir beceri-veri sistemi kurulmalı.

Bu adımlar, diplomalı işsizliği azaltırken işletmelerin de doğru yeteneklere erişimini kolaylaştıracaktır.