2025 yılının Ağustos ayı itibarıyla kripto para piyasaları belirsizliğin hâkim olduğu, yön arayışının sürdüğü bir döneme girmiş durumda. Özellikle Bitcoin (BTC), yılın ilk çeyreğinde sergilediği güçlü yükseliş performansını ikinci yarıya taşıyamamış ve 112-115 bin dolar aralığında sıkışık bir seyir izlemeye başladı. Bu durgunluğun arkasında ise sadece teknik faktörler değil, aynı zamanda küresel makroekonomik gelişmelerin yarattığı baskı da önemli bir yer tutuyor. Özellikle ABD Merkez Bankası’nın (Fed) faiz indirimine yönelik beklentilerin giderek zayıflaması, riskli varlıklar üzerinde adeta bir fren görevi görüyor. Peki Bitcoin’in bu durağanlıktan kurtulup yeni bir ralliye başlaması için ne gerekli?
Son dönemde yatırımcılar, Fed’in faiz indirimi sinyalleri vermesiyle birlikte Bitcoin ve diğer kripto varlıkların yeniden ivme kazanmasını bekliyordu. Ancak ABD ekonomisinin beklenenden daha dirençli olması, istihdam piyasasında güçlenmenin sürmesi ve enflasyonun hedefe inatla yaklaşmaması, faiz indirim ihtimalini ötelemiş durumda. Bu durum, Bitcoin başta olmak üzere riskli varlıklara olan ilgiyi azaltırken, sermayenin yeniden tahvil piyasalarına ve güvenli limanlara yönelmesine neden oluyor.
Bitcoin’in fiyatında gözlenen sıkışma, aynı zamanda teknik anlamda da yatırımcı psikolojisinin kararsızlığını yansıtıyor. 120 bin dolar seviyesi güçlü bir destek noktası olurken, 130 bin doların üzeri güçlü bir direnç olarak çalışıyor. Bu dar bantta oluşan hacimsiz fiyat hareketleri, yeni alıcıları piyasaya çekmekte başarısız kalıyor. Öte yandan zincir üstü veriler de orta vadeli yatırımcıların satışa yanaşmadığını, ancak yeni sermaye girişlerinin de oldukça sınırlı olduğunu gösteriyor. Yani piyasada ne güçlü bir satış baskısı var ne de birikimli bir alım momentumu.
Bu durumu kıracak olan, genellikle piyasa dışı bir katalizördür. Bunlardan ilki, faiz cephesindeki olası bir değişim olabilir. Fed’in faiz indirimi yönünde net bir sinyal vermesi veya ekonomik göstergelerin bu beklentiyi kuvvetlendirmesi, kripto piyasaları için kısa vadeli bir tetikleyici olabilir. Ancak bu olasılık 2025 sonbaharına ötelenmiş görünüyor. Dolayısıyla kripto piyasasının bu yöndeki umudunu bir süre daha askıya alması gerekebilir.
Bir diğer önemli katalizör ise regülasyon cephesinden gelebilecek olumlu gelişmeler olacaktır. ABD, Avrupa ve Asya’daki düzenleyici kurumlar 2025 boyunca kripto varlıklara yönelik çerçeve yasalar üzerinde çalışırken, spot ETF’lerin yaygınlaşması ve kurumsal yatırımcının güvenini artıracak düzenlemeler Bitcoin’i yeniden yukarı yönlü hareketlendirebilir. Ancak bu noktada da henüz somut adımların atılmadığı, sürecin daha çok hazırlık aşamasında olduğu görülüyor.
Elbette piyasaya yön verecek tek unsur makroekonomi değil. Bitcoin’in kendi iç dinamikleri de önemli. Halving sonrası madenci davranışları, ağ güvenliği, işlem ücretleri gibi faktörler, fiyat üzerinde orta vadede etkili olabilir. Ancak bunların etkisi, makro katalizörlere göre daha sınırlı ve gecikmeli gerçekleşir. O yüzden kısa vadede güçlü bir ralli bekleyenlerin dikkati dış faktörlerde yoğunlaşıyor.
Ayrıca piyasanın psikolojik eşiği de her geçen gün biraz daha yukarı çekilmiş durumda. Artık yatırımcılar 110 bin doların üzerindeki hareketleri alışılmış bir aralık olarak görmeye başladı. Bu da yeni bir fiyat keşfinin, yalnızca yükseliş değil aynı zamanda güçlü bir anlatı ile desteklenmesini zorunlu kılıyor. Halihazırda bu anlatı eksikliği, piyasadaki yönsüzlüğün başlıca nedeni olarak öne çıkıyor.
Sonuç olarak, Bitcoin’in yeni bir ralliye başlaması için yalnızca teknik seviyelerin kırılması yetmez. Aynı zamanda yatırımcılara yeniden heyecan verecek, risk alma iştahını canlandıracak küresel bir hikâyeye ihtiyaç vardır. Bu hikâyenin ise faiz cephesindeki gevşeme, regülasyon belirsizliklerinin netleşmesi veya küresel ekonomik kırılmaların alternatif varlıklara olan ilgiyi artırması gibi senaryolarla şekillenmesi bekleniyor. O zamana kadar Bitcoin, mevcut bantta güç toplarken sabırsız yatırımcılar için zaman testine dönüşen bir sürecin içinde kalmaya devam edecek gibi görünüyor.
