ABD Başkanı Donald Trump’ın metal ithalatına yönelik attığı son adım, küresel emtia piyasalarında sert dalgalanmalara yol açtı. Özellikle bakır fiyatlarında yaşanan dramatik düşüş, piyasa aktörlerinin geleceğe dair beklentilerini yeniden gözden geçirmesine neden oldu.
Trump yönetiminin bakıra %50 oranında gümrük vergisi uygulama kararı, her ne kadar bazı temel girdileri kapsam dışında bıraksa da, kararın yarattığı belirsizlik ortamı yatırımcıların paniğe kapılmasına ve büyük satışların yaşanmasına zemin hazırladı. COMEX’te işlem gören ABD bakır fiyatı, sadece bir gün içinde %17’den fazla düşerek son yılların en sert günlük kaybını yaşadı.
Bu gelişmenin ardından haftalık bazda bakırdaki toplam kayıp %23,4’e ulaştı. Bu oran, sadece Trump’ın kararıyla değil, aynı zamanda yatırımcı güveninin hızla sarsılmasıyla da açıklanabilir. Küresel büyüme beklentilerindeki yavaşlama sinyalleri, ABD-Çin ticaret savaşı etkilerinin hâlâ piyasalarda hissediliyor oluşu ve faiz oranlarının geleceğine dair süregelen belirsizlikler, bakır gibi ekonomik büyümenin öncü göstergesi sayılan emtialarda düşüşü derinleştiren faktörler arasında sayılabilir.
Diğer metallerdeki kayıplar bakıra kıyasla daha sınırlı kalmakla birlikte, piyasanın genel yönüne dair olumsuz sinyaller vermekte. Çinko fiyatları haftalık bazda %3,5 oranında düşerken, alüminyumda %2,4, kurşunda %2,2 ve nikelde %1,6’lık geri çekilmeler gözlendi. Bu düşüşler, sadece ticaret politikalarının değil, aynı zamanda küresel üretim beklentilerindeki zayıflamanın ve arz-talep dengesine dair kaygıların da etkili olduğunu gösteriyor.
Trump’ın bu agresif tarife politikası, ABD içindeki üreticilere kısa vadede rekabet avantajı sağlama amacı taşıyor olabilir. Ancak emtia piyasaları söz konusu olduğunda, bu tür kararların zincirleme etkiler yarattığı ve dünya genelinde ekonomik ilişkileri karmaşıklaştırdığı görülüyor. Özellikle bakır gibi sanayinin kalbinde yer alan bir metalde yaşanan sert düşüşler, gelişmekte olan ülkelerin ihracat gelirlerini ve sanayi yatırımlarını doğrudan etkileyebilir.
Bu süreçte merkez bankalarının nasıl bir tutum sergileyeceği de büyük önem taşıyor. Emtia fiyatlarındaki hızlı düşüş, deflasyonist baskıları artırabilir. Bununla birlikte yatırımcıların riskten kaçınma eğilimleri artarken, güvenli liman olarak görülen varlıklara (örneğin altın ya da ABD tahvilleri) yönelimde artış gözlemlenebilir.
Trump’ın tarife adımı, sadece ticaret politikaları açısından değil, piyasa psikolojisi açısından da derin etkiler yaratmış durumda. Bu tür sert ve öngörülmesi zor hamleler, küresel ekonomik dengeyi zedeleyebilirken, yatırımcıların strateji geliştirmesini de zorlaştırıyor. Önümüzdeki dönemde ABD yönetiminin bu politikayı genişletip genişletmeyeceği, diğer ülkelerin karşı adımlarının ne olacağı ve küresel arz zincirinin nasıl şekilleneceği, metal piyasalarının yönü açısından belirleyici olacak.









