Serbest Piyasa Tüketicinin Aleyhine İşlememeli

Serbest piyasa, ekonomik sistemin temel taşlarından biridir. Ancak bu sistemin işleyişi, vatandaşın lehine olmadığı sürece adil ve sürdürülebilir bir ekonomik düzen kurulamaz. Piyasa ekonomisinin doğasında rekabet vardır. Bu rekabet, tüketiciye daha uygun fiyat, daha kaliteli ürün ve daha fazla seçenek olarak yansıdığı sürece anlam taşır. Ancak ne yazık ki günümüzde bazı büyük perakende zincirlerinin serbest piyasa ilkesini, tüketici aleyhine kullanacak şekilde manipüle ettiği açıkça görülmektedir.

Ticaretin serbest olması, fiyatların denetimsiz bir biçimde yükseltilmesi veya keyfi olarak belirlenmesi anlamına gelmemelidir. “Ticaret serbesttir” söylemi, bazı kesimlerce istismar edilmekte; bu da fiyatlarda yapay dalgalanmalara, spekülatif hareketlere ve dolayısıyla enflasyonun körüklenmesine neden olmaktadır. Zincir mağazalar, aynı ürün için farklı raf fiyatları, farklı stant fiyatları ve insert (broşür) fiyatları uygulayarak tüketicide kafa karışıklığı yaratmakta, bu durum da güveni zedelemektedir. Vatandaş çoğu zaman bunun farkına varamamakta, fiyatlarda aldatıcı manipülasyonlarla karşı karşıya kalmaktadır.

Daha da önemlisi, bu ticaret anlayışı yalnızca tüketiciyi değil, mahalle esnafını, küçük işletmeleri ve üreticiyi de zarara uğratmaktadır. Büyük zincirlerin belirli günlerde bazı ürünlerde fiyatları kırarak yaptığı kampanyalar, üreticiyi zararına satışa zorlamakta; diğer yandan rekabet şansı bulunmayan küçük esnafı piyasadan silmektedir. Bu tür hareketler sadece haksız rekabet yaratmakla kalmaz, aynı zamanda istihdamı da olumsuz etkiler. Esnaf sadece ticari bir birim değil, aynı zamanda istihdamın da önemli bir taşıyıcısıdır. Bu kesimin sistem dışına itilmesi, toplumun ekonomik dengesini bozacak sonuçlar doğurur.

Perakende sektörünün başıboş bırakılması, “büyüyen her şey iyidir” anlayışının artık gözden geçirilmesini zorunlu kılıyor. Fiyat dengesinin sağlanması, tüketicinin korunması ve piyasa düzeninin yeniden inşa edilmesi için perakende sektörüne yönelik daha güçlü bir yasal çerçeveye ihtiyaç var. Perakende düzenlemeleri yalnızca fiyat istikrarı açısından değil, aynı zamanda ekonomik adaletin sağlanması bakımından da vazgeçilmezdir. Çünkü serbest piyasa düzeni içinde güçlü olanın her istediğini yapabilmesi, ne ekonomik özgürlükle ne de toplumsal sorumlulukla bağdaşır.

Sürdürülebilir ticaretin tanımı yeniden yapılmalıdır. Bugün Avrupa’da ve gelişmiş ülkelerde uygulanan modeller, yalnızca serbestliği değil, aynı zamanda denetimi, şeffaflığı ve tüketici haklarını da kapsamaktadır. Türkiye’de de bu türden bir sistemin inşa edilmesi kaçınılmazdır. Aksi takdirde perakende sektörü, birkaç büyük oyuncunun hakimiyetinde tek tip fiyat politikalarıyla şekillenecek ve rekabet tamamen ortadan kalkacaktır. Bu durum, hem tüketiciye daha yüksek fiyatlar olarak döner hem de esnafı ve küçük üreticiyi tamamen piyasadan siler.

Esnaf ve sanatkâr, sadece ekonomik bir unsur değil; aynı zamanda toplumun sosyal dokusunun, yerel ekonominin ve sürdürülebilir kalkınmanın temel aktörlerinden biridir. Bu aktörleri rekabet dışına iten her uygulama, aslında toplumsal dayanışmayı ve ekonomik çeşitliliği de zayıflatır. Bu nedenle perakende sektöründe hem esnafın rekabet gücünü artıracak politikalar hem de büyük zincirlerin piyasayı tekeline almasının önüne geçecek düzenlemeler acilen hayata geçirilmelidir.

Rekabetin korunması, fiyatların dengesinin sağlanması, tüketicinin aldatılmasının önlenmesi ve ekonomik adaletin tesis edilmesi için artık harekete geçilmelidir. Aksi takdirde sadece perakende sektörü değil, toplumun tüm ekonomik dengesi bozulur. Ekmeğini kazanan esnafın sesi duyulmalı, serbest piyasa yeniden tanımlanmalı ve herkes için adil bir ticaret düzeni sağlanmalıdır.