ASELSAN ve Savunma Sanayisi Sektörel Görünüm Analizi

Türkiye’nin Savunma Harcamaları NATO Hedeflerine Yaklaşıyor

Türkiye’nin savunma harcamalarının milli gelir içindeki payı, hem ulusal güvenlik tehditlerine karşı hazırlıklı olma zorunluluğu hem de uluslararası yükümlülükler bağlamında giderek daha fazla önem kazanıyor. 25 Haziran 2025’te sona eren NATO Zirvesi’nde alınan kararlar, bu konudaki yönelimleri net bir şekilde ortaya koydu. NATO üyesi ülkeler, 2035 yılına kadar savunma harcamalarını gayrisafi yurt içi hasılalarının (GSYH) %5’ine çıkarma konusunda mutabakata vardı. Bu hedef doğrultusunda, temel savunma harcamalarına %3,5 oranında kaynak ayrılması öngörülürken; altyapı gibi dolaylı kalemler için bu oran en fazla %1,5 olacak.

Türkiye’nin Savunma Harcamalarındaki Yükseliş

Stockholm Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsü (SIPRI) verilerine göre, Türkiye’nin savunma sanayi harcamaları 2024 yılında GSYH’nin %1,92’sine ulaşmıştı. Bu oran, NATO’nun yeni çıtası göz önünde bulundurulduğunda henüz yeterli seviyede değilse de, son yıllarda gözlemlenen artış eğilimi hedeflere yakınsama ihtimalini artırıyor.

Milli Savunma Bakanlığı tarafından yapılan açıklamalarda, gelecek dönemde savunma harcamalarının önemli bir kısmının hava savunma sistemleri, hipersonik ve balistik füze teknolojileri, insansız sistemler, yeni nesil gemi ve uçaklara ayrılacağı belirtiliyor. Bu yatırımlar yalnızca ulusal güvenliğe değil, aynı zamanda savunma sanayii ihracat potansiyeline de katkı sağlayacak nitelikte.

Eurofighter Alımı: Stratejik Bir Hamle

Türkiye’nin yaklaşık 5,6 milyar dolarlık bir anlaşmayla Eurofighter Typhoon savaş uçakları alımı için ön mutabakat sağlaması, ülkenin hava gücünü ciddi şekilde güçlendirecek. Konsorsiyumun BAE Systems, Airbus ve Leonardo gibi Avrupa’nın önde gelen savunma şirketlerinden oluşması, bu alımın sadece askeri değil aynı zamanda diplomatik etkiler de doğurabileceğini gösteriyor. Türkiye’nin Eurofighter kullanıcı ülkeleri arasına katılması, aynı zamanda savunma teknolojilerinde ortak üretim ve bilgi transferi konularında da yeni kapılar aralayabilir.

Çelik Kubbe, SİPER ve TURAN: Yerli Çözümlerin Yükselişi

Türkiye’nin yerli hava savunma sistemi yatırımları da dikkat çekiyor. Bu sistemin en üst katmanı olan SİPER, sadece iç güvenlik için değil, ihracat kalemi olarak da öne çıkmaya başladı. SİPER’in operasyonel katkısı, mevcut tehditler karşısında caydırıcılığı artırırken, dış pazarlarda yaratacağı ekonomik değer de önemli.

Bir diğer kritik sistem ise TURAN. Taktik sahada kesintisiz, IP tabanlı haberleşme sağlayan bu sistem, Çelik Kubbe’nin tüm unsurlarını birbirine bağlayarak ağ destekli bir savaş mimarisi sunuyor. Bu tür sistemlerin Türkiye’nin savunma stratejisinde merkezileşmesi, askeri operasyonların koordinasyon ve verimliliğinde ciddi artışlara neden olabilir.

ASELSAN: Güçlü Sipariş Portföyü ve Büyüyen İhracat

ASELSAN (ASELS), Türkiye savunma sanayinin amiral gemilerinden biri olarak, 2025 yılında güçlü performansını sürdürmeye devam ediyor. Şirketin yeni sipariş tutarı yılbaşından bu yana yaklaşık 2,3 milyar dolara ulaşmış durumda. Bu tutar, son dört çeyrek satış gelirlerinin yaklaşık %60’ına tekabül ediyor ve şirketin faaliyetlerine olan güveni gösteriyor.

ASELSAN’ın ihracat stratejisi de meyvesini vermeye başlamış durumda. 2024’e kıyasla ihracat siparişlerinin toplam içindeki payı %14’ten %33’e yükselmiş. Bu artış özellikle Avrupa ülkelerinden gelen talep sayesinde gerçekleşmiş. Sualtı dinleme sistemleri, görüntüleme sistemleri ve kısa menzilli hava savunma çözümleri (GÖKDENİZ, GÖKSUR gibi) yurtdışında ciddi talep görmekte.

Şirketin 2025 yılı için güncellenen beklentileri de bu büyüme trendini yansıtıyor:

  • Satış gelirleri: 180,81 milyar TL (önceki tahmin: 167,28 milyar TL)
  • FAVÖK: 45,98 milyar TL (önceki tahmin: 43,19 milyar TL)
  • Net kâr: 27 milyar TL (önceki tahmin: 25,33 milyar TL)

ASELSAN’ın güçlü sipariş yapısı, artan ihracat hacmi ve teknoloji geliştirme kapasitesi, şirketi yalnızca savunma sanayii değil, genel olarak Türkiye ekonomisi için de stratejik bir oyuncu haline getiriyor.

Sektörel Görünüm ve NATO Uyumu

Türkiye’nin NATO hedeflerine ulaşma yolunda attığı adımlar, hem teknolojik bağımsızlık hem de uluslararası güvenlik taahhütleri bakımından olumlu karşılanıyor. GSYH’ye oranla savunma harcamalarının artması, kamu maliyesi üzerinde yük oluştursa da, orta vadede sanayi altyapısına yapacağı katkılarla telafi edilebilir nitelikte.

Kamu destekli büyük projelerin yanı sıra, özel sektör girişimleri, üniversite-sanayi iş birlikleri ve dış pazarlardaki etkinlik, Türkiye’nin savunma sanayinde küresel rekabette daha fazla söz sahibi olmasına zemin hazırlıyor.

Savunma sanayinde yaşanan bu gelişmeler, doğrudan askeri kapasiteyle sınırlı değil. Bu yatırımlar aynı zamanda elektronik, yapay zeka, haberleşme teknolojileri ve ileri malzeme üretimi gibi alanlara da ciddi Ar-Ge katkısı sağlıyor. Türkiye’nin bu ekosistemi destekleyici politikaları sürdürmesi halinde, 2030’lu yıllarda sadece alıcı değil, aynı zamanda yön veren bir ülke konumuna gelmesi olası görünüyor.

Analiz Uyarı

Eğitim amaçlı hazırlanan ve örnek verilerle desteklenen bu analiz (temel analiz, teknik analiz ve bilanço analizi), ilgili şirketin, endeksin, finansal aracın, emtianın, dövizin veya kripto paranın performansı hakkında genel bir bakış sunmaktadır. Bilançolarda güncel, doğru ve düzeltilmiş veriler için KAP bildirimleri ve şirket açıklamalarını takip etmenizi öneririz. Bu çalışmanın hazırlanmasında yapay zeka ve analiz yazılımları kullanılmıştır. Bilgilerde yanlışlık olabileceği unutulmamalı. Burada yazılan bilgilere istinaden işlem yapmayınız.