Son dönemde sosyal medya platformlarında ve finans çevrelerinde sıkça dile getirilen bir görüş dikkat çekiyor: “Bir daha Bitcoin boğası olmayabilir.” Bu düşünce, özellikle Türkiye gibi ekonomik çalkantıların yoğun yaşandığı ülkelerde daha fazla kabul görüyor. Ancak içinde bulunduğumuz koşullar, bu yorumu mutlak bir gerçek olarak kabul etmek için henüz yeterli değil. Kripto piyasalarının geleceğini kestirmek mümkün olmasa da, bazı göstergeler bu alanda yeni bir canlanmanın mümkün olabileceğini düşündürüyor.
Çevremde gözlemlediğim iki önemli etken, bu iyimserliği temellendiriyor. Elbette burada kesinlikten söz edilemez; zira finansal piyasaların doğası gereği hiçbir şey tamamen öngörülemez. Ancak gelişmeler dikkatle incelendiğinde, bazı eğilimlerin gelecekteki hareketlere dair fikir verebileceği görülüyor.
İlk olarak, kripto paraların toplumsal benimsenme düzeyi, birçok gelişmiş ülkeye kıyasla Türkiye’de çok daha yüksek. Son birkaç yılda yaşanan döviz krizleri, yüksek enflasyon ve alım gücündeki ciddi gerilemeler, halkı alternatif yatırım arayışlarına yöneltti. Bu durum da kripto paraların kısa sürede geniş kitlelerce tanınmasını sağladı. Bugün sokakta rastgele seçilecek 10 kişiden çoğunun, geçmişte en az bir kez kripto yatırımına girişmiş olması bu durumu açıkça ortaya koyuyor. Elbette bu yüksek yaygınlık, bazı kişilerde “bu işin sonu geldi” algısını da doğuruyor. Zira çoğu kişi hem kendi kaybından, hem de çevresindeki hayal kırıklıklarından etkilenmiş durumda. Ancak bu algı, küresel eğilimlerle tam olarak örtüşmeyebilir.
Dünyanın gelişmiş ekonomilerinde — özellikle ABD’de — durum oldukça farklı. Gerek akademik kaynaklardan gerekse uluslararası basından takip ettiğimiz kadarıyla, kripto para birimlerinin toplumda tanınırlığı henüz ilk aşamalarında. ABD’de yapılan kamuoyu araştırmaları ve anketler, gençlerin bile büyük kısmının henüz kripto işlemleriyle tanışmadığını gösteriyor. Bu da aslında potansiyelin büyük kısmının henüz harekete geçmediğine işaret ediyor. Türkiye gibi ekonomik baskıların yoğun olduğu ülkelerde kripto adaptasyonu yüksek olsa da, sermayenin ve uzun vadeli yatırım gücünün bulunduğu ülkelerde hâlâ ciddi bir büyüme alanı var. Bu da gelecekte oluşabilecek yeni boğa dönemlerinin temelini oluşturabilecek önemli bir unsur.
İkinci olarak ise, küresel ekonomik sistemin içinde bulunduğu yapısal durum göz ardı edilemez. Bugün başta ABD olmak üzere birçok ülke, ciddi kamu borçlarıyla karşı karşıya. ABD’nin toplam borcu 33 trilyon doları aşmış durumda. Bu borcun sürdürülebilirliği, faiz oranlarının yüksek kalmasına uzun süre izin vermeyecek gibi görünüyor. Zira yüksek faizler, yalnızca tüketimi değil, devletlerin kendi borçlarını çevirmesini de zorlaştırıyor. Bu nedenle para politikalarının uzun vadede yeniden gevşemesi, yani ucuz paranın sisteme geri dönmesi yüksek bir olasılık.
Geçmiş yıllarda yaşanan krizlerde olduğu gibi, düşük faiz ortamı genellikle “varlık enflasyonu”na yol açıyor. Bu tür dönemlerde konut, hisse senedi, altın gibi sınırlı arzı olan yatırım araçlarında fiyatlar artarken, genişleme dalgası kripto paralara da yansıyor. 2008 küresel finans krizinden sonraki yıllarda yaşanan gelişmeler bu duruma güçlü bir örnek sunuyor. Faizlerin sıfıra yakın tutulduğu bu uzun dönemde, başta Bitcoin olmak üzere birçok dijital varlık, büyük ilgi gördü. Bugün de benzer dinamiklerin yeniden devreye girmesi, kripto piyasalarında yeni bir hareketlenmeye neden olabilir.
Bütün bu gelişmeleri değerlendirirken, yatırım kararlarının asla kesin verilere dayalı olamayacağını unutmamak gerekir. Piyasalar belirsizlik üzerine kurulur ve her analiz ancak bir varsayım düzeyinde anlam taşır. Ancak içinde bulunduğumuz ekonomik ve toplumsal çerçeve, kripto para piyasalarının tamamen sönümlendiğini düşünmek için yeterli sebep sunmuyor. Aksine, mevcut küresel eğilimler, uzun vadede yeni döngülerin yaşanabileceğine işaret ediyor.
Özetle, Türkiye’den bakıldığında kriptoya dair umutların tükendiği izlenimi yaygınlaşmış olabilir. Ancak bu tablo, küresel ölçekteki büyük resmin yalnızca küçük bir parçası. Dünya genelinde henüz tam anlamıyla benimsenmemiş ve sistemin yapısal dönüşümleriyle yakından ilişkili olan bu yeni finansal enstrümanlar, önümüzdeki yıllarda yeniden gündemin merkezine oturabilir. Elbette kesin konuşmak mümkün değil, ama gelişmeleri dikkatle izlemek, geleceğe dair daha sağlıklı bir perspektif geliştirmemizi sağlayacaktır.
Analiz Uyarı
Eğitim amaçlı hazırlanan ve örnek verilerle desteklenen bu analiz (temel analiz, teknik analiz ve bilanço analizi), ilgili şirketin, endeksin, finansal aracın, emtianın, dövizin veya kripto paranın performansı hakkında genel bir bakış sunmaktadır. Bilançolarda güncel, doğru ve düzeltilmiş veriler için KAP bildirimleri ve şirket açıklamalarını takip etmenizi öneririz. Bu çalışmanın hazırlanmasında yapay zeka ve analiz yazılımları kullanılmıştır. Bilgilerde yanlışlık olabileceği unutulmamalı. Burada yazılan bilgilere istinaden işlem yapmayınız.










