Doğru Hisse Seçiminde En Kritik Unsurlar

Borsada doğru hisse seçimi yapmak, sanıldığı kadar kolay bir iş değildir. İşin içinde matematiğin yanı sıra psikoloji, ekonomi, hatta zaman zaman siyaset bile vardır. Yatırımcılar genelde bilançolara, çarpanlara ya da şirket haberlerine odaklanır; oysa resim çok daha geniştir. Sağlam bir portföy oluşturmak için beş temel unsura dikkat etmek, yatırımın riskini azaltırken getiriyi optimize etmenin anahtarıdır.

İlk olarak gelecek beklentilerini doğru okumak gerekir. Bu yalnızca şirketin ya da sektörün bilanço beklentisi değildir. Dünya ölçeğinde yaşanan gelişmeler, emtia fiyatlarındaki değişimler, jeopolitik riskler de bu beklentilerin içinde yer alır. Örneğin, yakın zamanda Brent petrol fiyatları İran-İsrail gerilimiyle bir haftada %17 yükseldi, ardından beş gün içinde %14 geriledi. Bu, piyasanın nasıl hızla geleceği fiyatladığını ve sonra yine hızla beklentileri değiştirdiğini açıkça gösteriyor. Dolayısıyla yatırım kararı verirken global dinamikleri de göz önünde bulundurmak gerekir.

İkinci önemli unsur sektörel analizdir. Bir şirketin bilançosu iyi olabilir ama bu tek başına yeterli değildir. Aynı sektörde faaliyet gösteren diğer şirketlerle karşılaştırmak, büyümenin sağlıklı olup olmadığını anlamak açısından kritik önem taşır. Sektöre oranla incelediğimiz şirketin bilanço büyümesi ile çarpanlarını mutlaka birlikte değerlendirmeliyiz. Çok hızlı büyüyen bir şirketten düşük çarpan beklemek yanıltıcı olur; çünkü piyasa genelde büyüyen şirketlere prim verir. Bunun tersi de geçerli: Durgun bir sektörde faaliyet gösteren bir şirket düşük fiyattan işlem görebilir ama bu çoğu zaman hak edilmiş bir düşük fiyattır.

Üçüncü kriter ise şirketin net kârının ne kadarının işletme faaliyetlerinden nakit akışlarına dönüştüğüdür. Çoğu zaman yatırımcılar sadece kâr rakamlarına odaklanır. Oysa kağıt üzerinde görünen kârın gerçekte kasaya girip girmediği son derece önemlidir. İşletme faaliyetlerinden güçlü nakit yaratan bir şirketin bilanço sağlığı daha kuvvetlidir, borçlarını ödemekte zorlanmaz, büyüme yatırımlarını öz kaynakla finanse edebilir.

Bir diğer önemli başlık ise yatırımcının kendini tanımasıdır. Yatırım vadesi, risk iştahı, hedeflenen getiri, sektör tercihi gibi unsurlar kişiden kişiye değişir. Örneğin uzun vadeli bir yatırımcı, geçici dalgalanmalardan çok etkilenmezken; kısa vadeli bir spekülatör için fiyat oynaklığı çok daha belirleyici olur. Ayrıca büyük ölçekli şirketler ile küçük ölçekli, hikayesi yeni başlayan şirketler arasındaki farkı iyi bilmek ve buna göre pozisyon almak gerekir.

Son olarak piyasanın doğası gereği sürekli değişken olduğunu unutmamak gerekir. Ne kadar doğru analiz yapılırsa yapılsın, tek bir hisseye ya da tek bir senaryoya tüm sermayeyi yüklemek büyük risktir. Bu nedenle kademeli alım-satım yapmak ve portföyü birden fazla hisseyle çeşitlendirmek, uzun vadede yatırımcının en büyük sigortası olur.

Özetle doğru hisse seçimi; hem küresel hem sektörel dinamikleri gözetmekten, şirketin finansal sağlığını doğru okumaktan, kendi yatırım profilimizi iyi analiz etmekten ve riskleri dağıtacak şekilde strateji kurmaktan geçer. Piyasaların her zaman belirsizlik barındıracağını kabul edip, bu belirsizliği yönetebildiğimiz ölçüde borsada kalıcı ve başarılı olabiliriz.