Net UYP Eksi 270,1 Milyar Dolar Seviyesine Geriledi
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), Mart 2025 dönemine ilişkin Uluslararası Yatırım Pozisyonu (UYP) verilerini kamuoyuyla paylaştı. Verilere göre, Türkiye’nin yurt dışı varlıkları 377,9 milyar dolar, yükümlülükleri ise 648 milyar dolar olarak gerçekleşti. Böylece net UYP, geçen çeyreğe göre 25,2 milyar dolarlık düşüşle eksi 270,1 milyar dolar oldu.
Varlıklarda Artış Devam Etti
Mart 2025 itibarıyla Türkiye’nin yurt dışı varlıkları bir önceki çeyreğe kıyasla yüzde 3,1 artış gösterdi. Varlık kalemleri incelendiğinde:
- Doğrudan yatırımlar: Yüzde 3 artışla 73,3 milyar dolara yükseldi.
- Diğer yatırımlar: Yüzde 5,7 artışla 143,8 milyar dolara ulaştı.
- Rezerv varlıklar: Yüzde 0,9’luk artışla 156,5 milyar dolara çıktı.
Özellikle bankaların yurt dışındaki döviz cinsinden mevduatları dikkat çekici bir yükseliş kaydetti. Bu kalem yüzde 13,6 artarak 44,8 milyar dolara ulaştı.
Yükümlülüklerde Gerileme Gözlendi
Türkiye’nin yükümlülükleri Mart 2025 itibarıyla yüzde 2,1 azalarak 648 milyar dolara geriledi. Alt kalemler bazında bakıldığında:
- Doğrudan yatırımlar: BIST 100 endeksindeki düşüş ve döviz kurlarındaki artışın etkisiyle yüzde 9,2 azalarak 165,2 milyar dolara düştü.
- Portföy yatırımları: Yüzde 3,6 azalışla 120,2 milyar dolar seviyesine indi.
- Diğer yatırımlar: Yüzde 2,1 artarak 362,7 milyar dolara ulaştı.
Ayrıca, bankaların Türk lirası cinsinden mevduat yükümlülüklerinde de dikkate değer bir azalma yaşandı. Bu kalem, yüzde 13,3’lük düşüşle 30,1 milyar dolara geriledi.
Genel Değerlendirme
Mart 2025 verileri, Türkiye’nin net uluslararası yatırım pozisyonunun dış borçlara kıyasla daha zayıf kaldığını ortaya koyuyor. Her ne kadar yurt dışı varlıklarda artış yaşansa da yükümlülüklerin yüksek düzeyde kalması, net pozisyonun eksi yönde ilerlemesine neden oluyor. Özellikle doğrudan yatırımlardaki azalma, hem sermaye piyasalarının performansına hem de yatırımcı güvenine işaret eden önemli bir gösterge niteliğinde.
Bu veriler, Türkiye’nin dış ekonomik ilişkilerinde dikkatli adımlar atması gerektiğini bir kez daha gösteriyor. Yabancı sermayeyi çeken, yerli yatırımları artıran ve dış finansman dengesini gözeten politikaların önemi giderek artıyor.