Uluslararası Finans Enstitüsü (IIF) Başekonomisti Robin Brooks, Türkiye’den son dönemde yaşanan sermaye hareketlerine ilişkin dikkat çekici değerlendirmelerde bulundu. Brooks, 19 Mart’taki siyasi gelişmelerin ardından Türkiye’den ciddi portföy çıkışlarının başladığını, özellikle tahvil piyasasında büyük sermaye kaybı yaşandığını ifade etti. Hisse senetlerinde ise çıkışların daha sınırlı kaldığına işaret etti.
Tahvil Piyasasında Büyük Çıkış, Hisse Senetlerinde Görece Sınırlı Hareket
Brooks, sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı paylaşımda, tahvillerde yaşanan çıkışın hisse senedi piyasasındaki çıkışa kıyasla çok daha sert olduğunu belirtti. Yabancı yatırımcıların tahvil pozisyonlarını hızla boşalttığına dikkat çeken Brooks, hisse senedi tarafındaki çıkışların ise daha ölçülü seyrettiğini söyledi.
Siyasi Gerilim ve Döviz Müdahaleleri: Merkez Bankası Baskı Altında
Brooks, son bir aydır süren hükümet karşıtı protestoların Türkiye’deki finansal istikrarı olumsuz etkilediğini ifade etti. Bu süreçte Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) döviz piyasasına yoğun müdahalelerde bulunduğunu vurgulayan ekonomist, “Türk Lirası son bir aydır ABD Doları karşısında neredeyse sabitlenmiş durumda. Ancak bu seviyenin anlamı kalmadı; çünkü Merkez Bankası kuru tutmak için rezervlerini tüketiyor” değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye ve Arjantin: Benzer Kriz Döngüsü
Brooks, Türkiye’nin yaşadığı bu süreci 2018 yılında Arjantin ve Türkiye’nin karşı karşıya kaldığı döviz krizlerine benzetti. O dönem de gelişmekte olan piyasalarda dalga dalga yayılan bir sermaye çıkışının yaşandığını hatırlattı.
“2025 yılı da benzer bir tabloyu andırıyor. Bir ülke sarsılırken, diğeri geçici bir rahatlama yaşıyor. Ancak bu tip kriz döngüleri genelde başka ülkelere yayılır ve küresel risk iştahını olumsuz etkiler” ifadelerini kullandı.
Rezervler Alarm Veriyor
Türkiye’deki siyasi belirsizlik ve devam eden protestoların, yabancı yatırımcının güvenini ciddi şekilde sarstığını vurgulayan Brooks, sermaye çıkışlarının ve Merkez Bankası’nın döviz müdahalelerinin bu hızda devam etmesi durumunda rezervlerin daha da zayıflayabileceğini ifade etti.
“Bu Kaçıncı Kriz?”
Açıklamalarının sonunda dolaylı olarak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a gönderme yapan Brooks, “Bu kaçıncı kriz?” sorusunu yöneltti. Türkiye’nin mevcut ekonomik göstergelerinin alarm verdiğini ve uygulanan politikaların sürdürülebilirliğinin tartışmalı hale geldiğini ima etti.
Robin Brooks’un yorumları, Türkiye ekonomisinin siyasi ve finansal kırılganlıklarının yatırımcı gözünde nasıl algılandığını açıkça ortaya koyuyor. Özellikle rezervlerin hızla erimesi ve sermaye kaçışlarının devam etmesi, Merkez Bankası’nın manevra alanını giderek daraltıyor. Türkiye ekonomisinde kısa vadede istikrar sağlanması için hem siyasi hem de ekonomik düzeyde güven artırıcı adımların atılması kritik görünüyor.










